Dün gece Kaplumbağanın uyuması neredeyse dokuz buçuğu buldu... Artistik Aktris zaten uyumuştu. sonra da Kocaman Koca'nın ısrarlarını kıramayarak onun deyimiyle benim zevkime uygun bir film seyredelim dedik. "Dark Hours" fakat 10 daireli apartmanda gündüz sadece 3 daire dolu olduğundan ve şu karda kışta apartmana biri girse giriş katındaki bizim evin kapısını omuzlayıp girse ve bizi kesse kimsenin ruhu duymayacağından gündüzleri gereksiz bir fobiyi kendine hobi edinen ben ısrarla dedim ki: "Bak... eğer korku falansa seyretmem." "Yok yok en sevdiğin tür... psikolojik gerilim" diyerek tavladı beni ve ben filmi eve giren psikopat eline baltayı alıncaya kadar seyrettim. tam o sahnede durdurduk filmi ve karşılıklı sırıtmalarla şöyle bir diyalog yaşandı:
- Yok özür dilerim. bu sana göre bir film deyilmiş
- Neyse canım zaten 40 dakikası falan kaldı.
- Sen bloguna mı bakacaksın (gülümseme)
- (zaten bilgisayarın başına geçmek için yüz bekleyen ben) aaa aslında iyi fikir. tamam sen seyret ben bilgisayardayım.
Hemen msn'de görüşmeler başladı Kamikaze Güvercin ile (valla çok düşündüm bu ismi de). Derken konu o travmatik filme geldi. "Teyzem"... Hayatımı, korkularımı, travmalarımı resmen şekillendirdi bu film. Üftade'nin "Erhan" deyişi bile hala kulaklarımda. Bir de öldükten sonra ordan burdan çıkan günlükleri, notları, çizimleri... banyodaki delirme sahnesi, kısmi felçli kadının zaten daha önce Çalıkuşu'nda siyah çarşaflar içerisinde Feride'ye "şşşt, şşşt" demesi henüz unutulamamışken neredeyse bir seccade fobisi yaratılması bu film sayesinde...
Yaşar Alptekin'in gitarını tutuşu bile hafızama kazınmış... hey gidi Üftade heyyy
Tüm bu konuşmalar sonucu uykuya dalmadan önce kesin kabus görürüm derken rüyamı kim ziyaret etti? Tarkan:))) Naaptı? Teyzem filmindeki düğün sahnesindeki ampuller elinde oraya buraya ampül takıyor yorum ise şu:
Ben: "ne işin var burda?"
Tarkan: "rüyanı süslemeye geldim"
Yuhh be yuh... benim sıfırlamam lazım hafızayı. hani eskilerde olurdu ya videoları temzilemek için boş kasetler... işte öyle bir kaset lazım
- Yok özür dilerim. bu sana göre bir film deyilmiş
- Neyse canım zaten 40 dakikası falan kaldı.
- Sen bloguna mı bakacaksın (gülümseme)
- (zaten bilgisayarın başına geçmek için yüz bekleyen ben) aaa aslında iyi fikir. tamam sen seyret ben bilgisayardayım.
Hemen msn'de görüşmeler başladı Kamikaze Güvercin ile (valla çok düşündüm bu ismi de). Derken konu o travmatik filme geldi. "Teyzem"... Hayatımı, korkularımı, travmalarımı resmen şekillendirdi bu film. Üftade'nin "Erhan" deyişi bile hala kulaklarımda. Bir de öldükten sonra ordan burdan çıkan günlükleri, notları, çizimleri... banyodaki delirme sahnesi, kısmi felçli kadının zaten daha önce Çalıkuşu'nda siyah çarşaflar içerisinde Feride'ye "şşşt, şşşt" demesi henüz unutulamamışken neredeyse bir seccade fobisi yaratılması bu film sayesinde...
Yaşar Alptekin'in gitarını tutuşu bile hafızama kazınmış... hey gidi Üftade heyyy
Tüm bu konuşmalar sonucu uykuya dalmadan önce kesin kabus görürüm derken rüyamı kim ziyaret etti? Tarkan:))) Naaptı? Teyzem filmindeki düğün sahnesindeki ampuller elinde oraya buraya ampül takıyor yorum ise şu:
Ben: "ne işin var burda?"
Tarkan: "rüyanı süslemeye geldim"
Yuhh be yuh... benim sıfırlamam lazım hafızayı. hani eskilerde olurdu ya videoları temzilemek için boş kasetler... işte öyle bir kaset lazım
1 Yorum:
Çok sevdim ben bu yazıyı:) Blogunuzu da bugün keşfettim ve en baştan başladım okumaya:)
Yorum Gönder