25.03.2006

Mesut bünyeden sıradan notlar

Zaten çalışmayan bir insanı haftasonları neden bu kadar mutlu eder ki? Zaten tüm hafta evdeyim, her sabah kendimi zorla sürükleyerek çıkartmıyorum evden, canım istediği zaman kapıyı ve dolayısıyla evde yapılması gereken tüm "iş"leri kapatıp arkamda Kaplumbağa'yla gezmeye çıkabiliyorum... Ama yok, bünye alışmış tabi cumartesi mutluluğu, pazar akşamüstü telaşlarına...
Aktrisle yaşanan büyük perşembe gecesi terörü sonrası ve KocaManın yaptığı etkileyici konuşma neticesinde Aktris'de az da olsa gelişme var, en azından bağırarak ve ağzını tuhaf biçimlere sokarak en kalın sesiyle ağlama ve bir gözle de anne-babayı kontrol edip kardeşi korkutma alışkanlığına ara verdi... Cumartesi günleri yazdırdığımız "bilumum etkinliklerle enerjimizi deşarj edelim, ne biz üzülelim ne de ebeveynlere dünyayı zindan edelim" kursuna bu hafta ikinci kez gitti ve geldiğinde epey keyiflenmişti... Sanırım işe yarıyacak bu kurs ve belkide Ajda Pekkan (eline gözüne dizine de dursun) + Harun Kolçak (giiir kanıma) kombinasyonu tarzında dans eden kızıma bile bir iki figür ya da en azından ritm duygusu diye bir kavramın var olduğunu öğretebilecekler (referans olarak verilen şarkılar beynin büyük bölümündeki hafıza kirlenmesine verilebilecek en güzel örneklerdir).
Kaplumbağa'da ise tuhaf bir sessizlikv ar. O kadar agu - gıgı nerelere kaçtı gitti bilmiyorum, hep böyle içli içli bakıyor, arada iç çekiyor, zorlayınca da gülümsüyor. Pazartesi yine hastane günümüz, bakalım kaç kilo gelecek 1 kilo köftelik kıymamız.
Denetçi KocaMan bugün yönetici Mister ile apartmana uydu sistemi kuralım, yetmez bir de kameralı zil sistemi takalım" seminerinin ilk günde çatıda başarılı figürler sergilediler zannımca, zannımca çünkü ben de evde durmayıp taktım Kaplumbağayı koluma attım kendimi Nimete... İyi geldi tembellik:) Ama itiraf ediyorum beni kendime getiren tembellikten ziyade Nimetin şen kahkahaları, gülen yüzü, muhteşem sofrası ve tablolarıydı...
Şimdi düşündüm de ne kadar çok güzel haberler ve tesadüfler yaşamışım bugün: Çok sevdiğim en kibar arkadaşım bebek bekliyor biiiiirrrr. Bir önceki postumda bahsettiğim, bir türlü bir araya gelip de iki lafın belini kıramadığım arkadaşımla Nimette karşılaşmam, kahve olmasa da çay içebilmemiz ikiiiiii şu anda Kocaman'la Aktris ya kömürlükte ya çatıda ama apartman içinde kablolarla uğraşıyorlar, Kaplumbağa da uykuda, ben de ayağımı uzata uzata bloguma yazı yazabildim üçççç...
Bir de şu yaz saatine geçilecek ya... sanki bana piyangodan para çıktı... o kadar mutlu oluyorum hava geç kararınca...

8 Yorum:

Burcu - Mutfak Camı dedi ki...

Bu tür, mutluluk tadındaki yazılar beni de mutlu ediyor.

zeyno dedi ki...

Yaz saati beni de çok mutlu eden bir olay.Erken kerermayan bir gün yaşama sevincimi tetikliyor:))

Age35 dedi ki...

Neler kaynattınız bakalım nimetle...

nimetin.blogspot.com dedi ki...

cevabım sayfamda sardunyacim:))

nimet

Annelog Atölye dedi ki...

Oh burda da işler yolunda:))) Sardunya, çok güzel yazmışsın, böyle ferah ferah. Havalar düzeliyor, iyi oluyor:)

CRESCENT dedi ki...

Biz de akşam Nimet'ler de sizden kalanlarla idare ettik ne yapalım :)
Bu saat uygulamasının değişmesi beni de çok mutlu ediyor,baharın geldiğini daha bir hissediyorsun sanki :))

Sardunya dedi ki...

burcu, zeyno, annelog: siz de hissediyorsunuz di mi havadaki baharı?

özünden: valla burdaki saat aklıma bile gelmedi balkonda çay sefaları başlayacak diye sevinmekten:) bilmiyorum ki burdaki nasıl düzeltilir

age35: valla hayatın ayrıntıları diyelim.. ama epey bir ayrıntı:)

crescent: valla ben çok yemedim. zaten bir yemeye başlasaydım akşama birşeycikler bırakmazdım:)

Gün dedi ki...

Benim gibi saat işine sevinenlerin olması ne güzel :)