25.04.2006

günlük gibi

Nerden başlayım dedim... Bulamadım ipin ucunu... Çok özel ve güzel anlar biriktirdim yine ama o kadar arka arkaya ki bilemiyorum hangisinden başlayım. Her biri ayrı bir yazı konusu...

Bahoya'ya ulaştık:))) Kendisi M.Ö.'den kalma bir arkadaşımız olup burnumuzun dibinde Eskişehir'deyken bir kere bile ziyaretine gidemediğimiz, İstanbul'da olunca daha sık görüşmeye başladığımız, KocaMan ve benim beraberken pek gülüp eğlendiğimiz, blogumu okuyunca "ben ordaki fotoğrafların asıllarını gördüm beee" diyerek gaza gelen ve en kısa sürede ziyaretimize gelmesini beklediğimiz önemli ve nev-i şahsına münhasır bir dostumuzdur... bekleriz efem:)

Annem geldi... Kaplumbağa'nın son halini fotoğrafta görünce dayanamadı geldi, pek de iyi etti... Bana herhalde 10 bininci kez falan tığ işini öğretti, emekli ilkokul öğretmeni olarak 23 nisan'da hepimizden önce bayrağı astı balkona, bir sürü içli köfte ve sarma getirdi... bir de bayıldığım patlıcan kuruları:))))

Aktris KocaMan'la yeniden tanıştı sanırım bu bayram tatilinde:))) Muhabetleri pek iyi...

23 Nisanımız harikulade geçti... Kaplumbağayı anneme bırakıp Pal Sokağı Çocukları ve 27 Nisan Kraliçesi ile meşhuuuur Dikmen Vadisinini en uç noktasındaki anfide gösterileri izlemeye gittik. Aktrisin okulunu ayakta alkışladım organizasyondan ötürü....

KocaMan dün kocaman bir demet papatya ile geldi... mest oldum... (tüm eller önce kulağa götürülerek muccck yapılıyor sonra tahtaya vuruluyor üç kere)

Atatürk Orman Çiftliğinin serasından yine sırtlandık bir sürü çiçek, balkona yerleştirdik... fesleğen... ortanca... yine tabi ki sardunya (bu sefer mor buldum)

... işte böyle... pek bir günlük gibi oldu bu yazı da... sonraki yazılarda lezzeti artırmalı artık... söz... en kısa sürede...

5 Yorum:

kedi dedi ki...

Saçmalama be,böyle yazmaya devam et sen.
Böylede çok lezzetli,
başka türlü yazcam diye kasma kendini,çok hooş,ben yaşıyorum seni okurken,annenin getirdiklerinin tadı damağımda kaldı mesela...

Age35 dedi ki...

Atatürk Orman Çiftliği ondurmasını çok özledim bennn..=( Halaöyle mavi yıldızlı gibi bir kutuda mı acaba...Sardunyacım bi gün alda benim için ye bi tane...Çoooook severdim küçükkken...istanbul da yoookk..

Gün dedi ki...

Ne güzel annelerin gelmesi, bize yemek pişirmesi, doyumsuz sohbetleri, 2 hafta oldu ama çok özledim ben annemi :( Bir ortak noktamız daha varmış Sardunyacım...

elma dedi ki...

ne guzel:) 23 nisanla ilgili en guzel ve olumlu post olarak sizi sectik Sardunya hanim:) Ataturk orman ciftliginin serasindan biz de 50 cesit meyve agaci almistik babamla...hemen o yaz vermisti kirazlar ve kayisilaar:) tavsiye ederim:)

Sardunya dedi ki...

Biyonikim Kedicim...Senin yolun düşsün buralara, alo deriz anneye, gönderiri yine içli köfte vs. yeriz beraber:))) Kızlar da bahçede oynar... ohhh miss
Age 35'im: Evet hala aynı kutuda fakat girişimci ruh boş durmamış kiloluklarını da çıkartmışlar AOÇ dondurmasının hatta kakaolusu da var ama ben klasik tadı hiçbirşeye değişmem. Kaplumbağa hamileyken AOÇ dondurmasına da aşermiştim, o zaman du a etmiştim işte kiloluğunu çıkaranlara
Gün:Valla bir sürekli evin içinde koşturmaktan pek sohbete vakit bulamıyoruz, bulsak da çocuklar hemen ele geçiriyor sohbeti:))) Daha çoook ortak nokta çıkacak
Elmaşekerim: Şeref verdiniz efem. Çiftlik serasında bağ ve bahçeler müdürlüğü bekçisinin lojmanı var böyle sera ortasında, avlusuna da atmışlar bir masa dört sandalye, biz gittiğimizde çay keyif yapıyorlardı. Ben de çiftliğe bekçi olmak istiyorum:)