ebe sobe cii-aaa

Asortik Krep sobelemiş de beni:)

Çantamın fotosunu sonra çekeceğim. Şimdi Kaplumbağa'nın odasında. O da uyuyor. Ama tasvir edebilirim. Ben sırt çantası kullanıyorum:)
İçindekiler:
1- 3 adet yedek bebek bezi
Islak mendil
bir takım Kaplumbağa kıyafeti (body+çorap+alt+üst+penye ceket)
bir iki parça oyuncak
bana özel olarak da sadece cüzdan ve telefon
Ben başka birşey taşımam da:)
Çocuklar olmadan çıkacaksam da minnacık uzun askılı çapraz takılan bir çantam var.
İçinde sadece cüzdan ve telefon:)

Bir de hakkımda kimsenin bilmediği beş şey yazmak biraz imkansız gibi ama neyse:) En azından Maşuk herşeyi biliyor hakkımda. Ama Blogosfer'de kimsenin bilmedikleri:

- Bu aralar en büyük hayalim evin her yerine ses düzeneği kurarak tuvalette ya da salonda ya da balkonda aynı anda aynı şarkıyı dinleyebilmek.
- Beni 5 yaşına kadar anneannem büyüttü:) Dolayısıyla 5 yaşına kadar anneanneme anne, anneme teyze dedim:)
- Aktris doğduktan sonra ben üniversiteye devam ettim. Mezuniyette o da kep giydi:) 2 yaşında.
- Aktris 40 günlük iken Maşuk askere gitti:) Hem de Patnos'a:) Teyzem de Yunan Adası sanıp sevindi. Rahat yerdeymiş diye. Ağrı'da Patnos Teyze deyince şaşırdı kaldı:)
- Kasım başından bu yana yaklaşık 15 kg verdim (+/- 1 kg)
Bonus: İlkokul öğretmenim annemdi. Bkz. Travmatik Çocukluk:)))

Yani aslıdna kişisel özelliklerimi mi yazacaktım bilemedim. Hayatımla ilgili bu önemli detayları yazdıktan sonra da silmeye kıyamadım.

Yoksa, ebe- sobeye sadık kalmak adına aslında şunları da yazmak istiyorum şimdi. Ve hatta yazıyorum:)

1- Sonunda sabit fikirliliği bırakıp, yıllar sonra kabul ettim ailemin benim hakkımdaki teşhislerini: sabit fikirliyim (sanırım ama emin değilim) :)

2- Kitap okumayı çok seviyorum ama bu konuda kimseye söylemediğim bir huyum/duygum var: Okudukça, öğrendikçe daha da cahil hissediyorum vebu duygudan kurtulamıyorum ne yapsam. Ve de takıntılı bir tavrim var yazar seçiminde. Hep aynı sınıftan giderim mesela. Bir ara baktım, habire intihar etmiş kadınları okuyorum. Üstelik ergenliğe giriş döneminde. Mesela Tezer Özlü, mesela Nilgün Marmara, mesela Sylvia Plath.

3- Yıllarım asansör fobisiyle geçti. Ama yıllarca da korka korka, inadına bindim asansörlere. Aynı şekilde bir de hırsız fobim var. Ama kapkaç falan değil hani. Eve hırsız girecek ve ben gece karşılacağım gibi bir duygu. Buna karşı da yıllarca eve demir yaptıttırmadım:) SAbit fikirlilik kırıntıları işte... Sonuç: kabus gördüm diyorsam bilin ki ya rüyamda asansöre bindim ve ara katta kaldım:) Ya da hırsızla evde, ebe-sobe oynadık:)

4- İşte kimsenin bilmediği bir özellik mi desem ne desem.... Kasım ayı başından bu yana 15 kg verdim. Pek memnunum hayatımdan. Küçüldüm farkındayım. Çünkü selviler diyarı yerine pigmelerin diyarından gönderilmişim ben:) Yaşımı da hiiiç belli etmem. Ben kilo verdikçe yine tezgahtarlar ve Aktrisin okul yetkilileri ile takışmaya başlayacak gibi oluyorum. Çünkü bana Canım diye başlayan cümleler kurmasını yabancıların hiç sevmem. Düşük cümle de sevmem ama olsun:)

5- Kılık kıyafet alışverişinden hazetmiyorum. Evet, türümün özelliklerine ters bir huy ama öyle. Ben bir de çoğu şeyi erkek reyonlarından alırım. Çünkü gerek kışlık botlar, gerek düzgün üstler onların reyonunda daha çok gibi. Ben bir de topuklu giyemem:) En son nikahımda giymiştim, o da iki parmak falandı herhalde:) Hayatım bir çift spor ayakkabı ile geçiyor. Memnun muyum? Son derece. Değişmek lazım mı? Belki de. :) Allahım ben obsesif miyim neyim? Obsesif "v" ile yazılır gibi sanki ama:)

Ebe- Sobe!!!!
Yasemin :)))