I-
Halatları attık. Çoktan şişti yelkenler.
Evimizi gemi yaptık. Denizde yaşamayı öğrendik geçen 12 yılda. Açıldık gidiyoruz şimdi. Tek başımızayız.
Kalabalıklar üşüşünce sallanıyor tekne. Hoşumuza gitmiyor. Açık denizleri de herkes sevmiyor zaten.
Çok ıslandık. Çok fırtına gördük. Limana sığınıp öylece beklediğimiz de oldu. Tekne sallanırken birbirimize tutunmak yerine saldırdığımız da. Ama... değdi.
Ev arkadaşlığı soslu hayat arkadaşlığı en güzel açık denizlerde yaşanıyormuş kimsesiz.
Gelip geçici martılar gibi çocuklar. Şimdilik simit atıyoruz. Güvenli limanlardayız.
II-
O kadar istedik ki biz denize açılmayı, sade bir nikah törenimiz olsun dedik. Gelinliğimi beş dakikada seçip aldım. Kuaföre gidemem ben dedim. Çıkınca tanımaz beni sonra Maşuk dedim. Kendim toplayıverdim saçlarımı. Maşuğun en sevdiği ruju sürdüm. Gözlerime kalem çektim. Hazırım dedim. Çıktık. Nikah kıyılırken memurun akrabası trafik kazası geçirmişti. Telefonda konuşurken kıydı nikahı. 3-5 ay sonra fark ettik. Stüdyoda bulutlar önünde fotoğraf da çektirmemişiz hiç. Hala da yoktur. Amaaan derim hep. Bir ara çoluk cocuk toplaşsak da giysek gelinlik damatlık, gidip çektirsek fotolarımızı. Zaten yeni başladı evliliğimiz bizim:)
Foto: Aktris'in Ulaşım Aracı konulu proje ödevi- Paspartunun Balonu:)
29 Yorum:
ne guzel bir yazi. su soguk havada aslinda ne kadar da sicak seylere dokunmusun sardunyacim.
not : fotogra programini kiskandim...
Ben de tam bugunlerde bu iki basina ya da 'bir' basina olma durumlarini dusunuyordum, aklimda Avrupa Yakasi'nin bir bolumu:
Anneyle baba bir cam boyama kursuna basliyorlar ama bir sure sonra biribirlerinin baskalariyla muhabbetini kiskanarak, yaptiklari ise mudahele ederek vs. kavga edip kusuyorlar. Asli'nin bu durum karsisindaki teshisi de 'siz yillardir pek kimselerle gorusmeden, herseyi ikiniz yaparak yasiyorsunuz, artik ortak bir ogranizma gibi olmussunuz, baskalari sizin dengenizi bozuyor' oluyor. Anneyle babaya kurstan ayrilmalari salik veriyor ve hersey duzeliyor. Ikili delilik. Saglikli mi, saglikli nedir? Sozum ona blog dunyasindan uzak duracaktim uzun bir sure. Bakalim belki yazarim bu 'bir' basina denize acilmayi ben de;)
Sardunya, guzel sardunya:) Ebe-sobeyi de gordum ama biraz zaman...
gördüğüm en aşık aile:)) süpersiniz:))
nimet
ZİLE AĞZI
Zile Anadolu'nun şirin ilçesi
Ne de olsa başka dili, lehçesi
Her sözün mutlaka vardır Türkçesi
Bazı kelimeler farklıdır bizde.
Çorba-helledir, lahana-kelem
Patates-kartuldur, belki-elleğem
Tadına doyum yok, yesem de içsem
Ayrana-çalkama denilir bizde.
Elbiseye-urba, banyoya-çimmek
Koşmak-yüğürtmektir, kaçmakta-tünmek
Ne güzel her şeyin anlamın bilmek
Köpeğe- kelp te denilir bizde.
Bazen kaynanaya "Bibi" de derler
Kapınpederi de "Emmi" ederler
Büyükler küçükler hepsi bilirler
Yengeye "Eci" de denilir bizde.
Azönce-bayaktan, çıplak-cıbıldak
Kadın-eğsüketek, fakir-dısdıylak
Kısa-gödektir, yağcı da-yalak
Cimriye de kısmık denilir bizde.
Geçen yıla-bıldır, göz etmek-ışmar
Yufkaya-işkefe, kocabaş-pancar
Dağdan kesilen odun da cımbar
Merkebe-gölük de denilir bizde.
Ceket-sakudur, işte- ahacuk
Gömlek-işliktir, palto da- gocuk
Çok fazla şımarık olursa çocuk
Şımarığa-cüğnük denilir bizde.
Kötü örnekler- mosturalıktır
Evlenmede gecikenler- galuktur
"Heri" siz konuşma hemen hiç yoktur
Kötüye- meymenetsüz denilir bizde.
Essahtır, sahidir - doğruyla gerçek
Hindi- culuktur, körsü - köstebek
İnat- öcbedir, sırıksa - göcek
Kel kafaya "keltoş" denilir bizde.
Yurt bahçesinde Zile'miz güldür
Şehrimiz, köylümüz öz be öz Türk'tür
Tembel- kanaradır, ÇİRKİN de - bettir
Güzele de Gözel denilir bizde.
Salih
------------------------------------------------------------------------------
sıcacık... :D
Sevgili Sardunya,
Tadımlık bir yazı olmuş, mutlu ediyor.
Bloğunla ilgili bir önerim var; yoruma kapatmaya ne dersin?:) Belki bana özgü bir anlayıştır bu yalnızca bilemiyorum ama, hani biz yazıp yazıp sen hiç görmemiş gibi başka bir posta geçiyorsun ya, bende kırgınlık mı oluyor nedir, yazdığım onca kelime boğazıma diziliyor gibi oluyorum, yutsan yutulmaz...
Acaba sana bunu maille mi söyleyeyim diye düşündüm ama adresimi buraya yazıp, yazmamla kalacak sandım.:)
Sevgiler...
geveze kalem
sen beni cogu zaman yazu yazmaya teşvik ediyorsun:) şimdi de yorumları cevaplamaya teşvik ettin:) Önümüzdeki günler bir süre sırf yorumları yanıtlayacağım. Zaten özel sebeplerden dolayı yoğun ve koşturmacalı günler yaşıyorum. En az pazartesiye kadar yazamayacağım. Bunu da duyarlı bir blog sahibi olarak duyururum detaysever okurlara:))) Geveze kalemciğim: sonsardunya@gmail.com
Koyubeyaz seni buralarda görmek ne güzel:)
Photoshop'a başlaıdm ucundan ucundan:)
Tavşancığım
Sobenin hiç acelesi ve mutlak zorunluluğu da yok:) İçinden nasıl gelirse... Bu arada o bölümü hatırladım. Biz de çok ama çok eğlenmiştik:)))
Nimetcim:))))
:))))))))))))
SS
Teşekkür ederim. Hem de çok.
Geveze kalemcim
Valla teşekkür ederim. Başkası yazsaydı böyle bir yorum kızardım falan:)))) Seninki kendime getirdi. Yeminlen:))))
Oh, kızmamış! Nasıl rahatladım. Kıvrandım yazmadan önce.:)) Bir de insan yüzyüze olmayınca gerçek ifadesini de kelimelerle belli edemiyor ya, zor oluyor yani.:)
Neyse, ben bu rahatlamayla huzurla uyurum bu gece.:)
Aşkolsun ya:)
Valla kızmadım:)
ben de geldim yeniden, yoruma diyorum tabii, yanlış anlamalardan kurtulmuşken:-) kafiye bile yaptım hatta gördüğün gibi!! ben de en çok güvenli limanlarını seviyorum evliliğin, açık denizdeki fırtınalar yoruyor çünkü... bir de o martılar, ah o martılar yok mu! bizim tarçınımız onlar.
üşüşmeler dışarıdan değilde,içeriden kalabalık yapınca,gemi dipten su alıyor ve batıyor.Sallanan gemi nasılsa durulur...Bırakın ara ara sallansın,birbirinize tutunmanızı sağlar..
Sevgili sardunya,benim boy boy resimlerim var,geriye dönüp tatlı hatıralar adına bakabileceğim güzel anılarım olsun isterdim.Resimler,anne ve baba kaydı için çocuklara kalan bir hatıra olarak kutulara kaldırıldı...Sevgisiz bir resmin değeri yoktur..
Martılarla çektireceğiniz resimlerin sevgi yüklü olması dileğimle..
Tütü
Hoşgeldin Ebru:))))
Fırtınası da güzel limanı da yaylası da:))))Yeter ki martılar olsun:)
Sevgili Tütü
Güzel dileklerin için teşekkür ederim. Gerçekten de içten üşüşmeler ağır olur. Onu düşünmemiştim.
Sevgili sardunya,
evliliği iki kişilik başlayıp iki kişilik biten bir gemi yolculuğu olarak görmek ve anlatmak ne kadar da doğru olmuş yazdığın her cümleyi sevgiyle hayranlıkla okudum çok güzel bir yazı gerçekten.Küçük martılara ve geminin kaptanlarına ayrı ayrı sevgilerimi ve iyi dileklerimi gönderiyorum...
Yolunuz açık havanız güneşli yolculuğunuz mutluluk dolu olsun...
sevgiler
Bu zor yolculukta yolunuz hep açık, martınız bol olsun.:)
www.kelimeoyununakatilanlar.blogspot.com
:))
Zile Ağzı şiiri, Hey Onbeşli Onbeşli-kitabında yayımlanmıştır. Yazarı İsmail ÇELEBİ'dir.
Düzeltilmesi dileğiyle
Sardunya, bu yazının linkini bloğumda komşunun karaladıkları başlığı altında topladığım yazılar arasında kullandım. Bir sakıncası var mı acaba?
(Pardon az önce annemin nickiyle yorum bırakmışım. Sildim, düzelttim.:))
Sevgili Tabiat Ana
Çok teşekkür ederim:) Martılar hep olsa hayatımızda keşke:)
Fikrimin en ince gülü
Çok teşekkür ederim
Fikrimin en ince gülü
Çok teşekkür ederim
Fikrimin en ince gülü
Çok teşekkür ederim
Geveze kalem
Senin yaptığın hiçbirşey benim için sakınca olmaz:))
Yorum Gönder