"Dışarıdan" gelenleri hayretler içerisinde bırakan bir rahatlığı vardır insanların mesela. Sıcak iklimden dolayı herhalde hep salına salına yürür eski kuşaklar.
Bir de pırlanta gibi parlardı mesela ben çocukken şehre elen özel tiyatrolar. Elini sallasan ellisine çarpmazdı elimiz tiyatroların, sergilerin, sanat alemlerinin. Belki de çocukluktan itibaren böyle damıtıla damıtıla akıtılan, damlalıkla verilen zevklerle büyüdüklerinden mi nedir? Bilemedim şimdi. Ruhun değişik beslendiği aşikar. Bunu orda doğan, büyüyen, sonra "dışarılıklı" olanlar daha net görüyor.
Kebap şalgam düetinden çok daha ötedir verdikleri. Çocuklarını küfürle sevenleri gördüm mesela. Küfür sanatı üzerine ne kitaplar yazılabilir oralarda.
Evet. Tam da bu noktada farkettim ki zor iş memleketim hakkında yazmak. Adana ne kadar karışıksa benim yazım da o kadar karışık oldu işte.
Paragraflar arasında bağlantı kurmadım bile. Adana'da yaşarken sokaktan sokağa o kadar farklar yaşardım işte. Bir ara toparlamalı bu konuyu.. Ama bir ara. Şimdi değil.
3 Yorum:
aaa Ayşe Arman'a Dubai'ye bile yollanıyor kebab. haberiniz yok herhal.
bu aralar adana dedimmiydi direk dilber hala aklima geliyor:))
nimet
Adsız,
Ayse Arman okumam ben:( Kaçırmışım.
Nimetcan,
Halam o benim halam:)
Yorum Gönder