*Orta Anadolu bir kuyu gibi. Meraklısı içine kafayı uzatıp bakmadan geçemiyor. Kimisi başını bile çevirip bakmıyor. Bozkırın ortasındaki tek tük ağaçlar da sıradışı kişilikler gibi tarihi uzaktan izliyor.
*Her çocuk hayatında bir kez köy hayatını görmeli, yaşamalı. İneklere dokunmalı, ayağına tavuk pisliği bulaşmalı.
*Bayramlarda sürpriz yapıp uzaktaki akrabalara gidince kapıyı açtıklarındaki ilk şaşkınlık hafızaya kazınmalı. (Annem kapıyı açtığında yüzümüze bakmadan buyrun hoşgeldiniz diyerek buyur etti içeri. Sonradan farkedip çığlık attı:)
*Gün batımlarında yolda olmak... evde otururken şimdi yolculuk yapacaksın diye hayıflanmanın yerini aldığında insan yaşadığına şükrediyor. Yaşadığı hayata da.
*Evim evim güzel evim elbette ama çoluk çocuk yollarda olmanın bin bilmemkaç kilometre yol yapmanın keyfi de tadından yenmiyor.
*Arkadaş mezarını ziyaret etmek çok acı. Çok.
*Alelade bakıp geçmedik gördüğümüz yerlere. Dura dura, anlata anlata, sora sora, doya doya...
1 Yorum:
Peki, yol resimlerini ne zaman göreceğiz..?
Yorum Gönder