28.01.2009

Çak

Bir salon düşün Rukiye. Baş köşede afilli bir vitrin. Yemek takımının ayrılmaz parçası. Danteller dizi dizi. Bardaklar,   içine toz girmesin diye ters çevrilmiş fincanlar dizi dizi. Bu bardaklardan biri olduğunu düşün. Her an dip dibe takım halinde. Hepinizin kulpları aynı yönde. Başını çevirmek istesen dirseği  deler kulpunun.Biri kırılsa kırıldığıyla kalır. Takım devam eder hayatına dizi dizi. Dantelli fiskos hayatlar. 

Sonra Rukiye bir de bir taraftan kendi etrafında dönerken aynı hızla dünyanın da etrafında dönen lunapark oyuncakları vardır ya. Bindiğin zaman başın döner ama bir gördüğün manzara bir sonrakine benzemez. Seninle beraber lunaparka gelenlerden kenarda izlemeyi seçenler olur. Gülümseyerek seyrederler seni. İçinde döndüğün lunapark fincanı döne döne yaklaşınca onlara, elini uzattığında çakıverirler elleriyle. Onlar çaktıkları an eline, hayat bir daha başlar... bir daha... bir daha... Vitrindeki fincanlar yan gözle izler lunapark fincanlarını. Arkadaşçılık oynamaya devam ederler. Lunapark fincanları hızlarını kesmemişlerdir bile. 

Hep böyle çakan güzel kalpli dostların olsun Rukiye. Bugün ziyaret ettiğin dostun gibi.

2 Yorum:

Kıvır Anniş dedi ki...

çok güzel yazmışsın.Hayal gücü benzetmeler süper.

Adsız dedi ki...

Her çakışta başka manzaralara açılan başka pencereler ekleniyor hayata...

Tıpkı dün olduğu gibi....

Gene çakışalım, biz sizi çok sevdik...

Asu :)