26.04.2009

Ben bugün

- Dün geceden bugüne sarkan bir başağrısı ile uyandım. Kahvaltıdan anladım ki açlıktanmış.

- Kahvaltıdan sonra çocukları evde bırakıp Maşuk'la bahçede salıncakta oturduk. Öylece durup çim/çimen/çayıra (ne olduğuna dair net bir cevabım yok) baktık. İpek gibi gözüktüler. Üstüne uzansam ezilmeyecek gibi. Yumuşak gibi.  Fotoğrafını çekmek istedim. Eve gitmeye üşendim makineyi almak için. Eve geldiğimde de aşağı inmeye üşendim. Zaten pili de bitmişti makinenin. Hala şarjda.  

-  Boş kavanozun birine kılıf ördüm, vazo yaptım. Yüzlerce vazo yapasım var. Renk renk. Kesilmiş, katledilmiş çiçek de sevmem halbuki. 

- Aktris tüm gün Kaplumbağa ve arkadaşıyla film çekmeye çalıştı. Ama arkadaşı ona "Sayın seyirciler" dediğinde bile "ben sayın seyirci değilimm" diye cıngar çıkaran Kaplumbağa yüzünden sanırım yarım kaldı. 

- Akşamüstü Maşuk, Aktris ve ben balkonda çay keyfi yaptım. Arkasına balkondaki çiçeklere giriştim. Tek tek saksıların topraklarını havalandırdım. Gübreledim. Solan yaprakları kestim. Mantar ve beyaz sinek istilasına uğrayanları ilaçladım. 

- Gayet keyifle yazıyordum bu yazıyı. Ta ki Kaplumbağa yanımda sinir krizi taklit edene kadar... cinnet ve iştah insanın içinde ağzı açık gizli bir kutuda yaylı bir düzenekle hazır mı bekliyor? Fırlayıp çıkması an meselesi.

1 Yorum:

ella dedi ki...

:)) çok güzel yazmışsın :)