Kitap yazıyorum

Tavşan kardeş mimlemişti beni. Hangi kitabı yazmak istersin diye? Delikanlılığın kitabını diye zevzek ve gereksiz bir espri yapmamak için kendimi tutuyorum ve yapmıyorum böyle bir espri.

Ben Sait Faik hikayeleri yazmak isterdim. Hangisi olursa olsun. İçinde insan olsun, deniz olsun. Her okuduğunda ayrı bir mana bulunsun. Yıllar içinde hep sade kalsın. Dümdüz bir kolye gibi asanın boynuna göre şekil alsın.

Bir de Edip Cansever şiirleri yazmak isterdim. Düz cümle görünümünde derin kuyulu mısralarım olsaydı öyle. en azından "beni bir sardunya büyüttü belki" mısrasını yazıp ölmek isterdim mesela. Son karaladığım mısra o olsaydı.

Sanırım roman yazamazdım. Kurgulayabildiklerim ancak bir hikaye boyu.

Edebiyat dışı alanda ise bir hayalim var gerçekten de. Sözlük yazmak isterdim. Kalın lugatlar. "İnsan hislerinin tercümesini kolaylaştıracak terimler sözlüğü" gibi. "Gündelik dilde çarpıtılma potansiyeli taşıyan deyimler" gibi. "Dile gelince ayrı, kağıda döklünce ayrı anlamlar taşıyan sesteş ifadeler" gibi. Dilin içini dışına çıkaracak sözlükler yazabilmek ne güzel olurdu.

Evren'i, Keçi'yi , Veranda'yı merak ettim. Zorunluluk olmayacak şekildedir merakım. Yükümlülük teşkil etmez. Gerekirse kediyi öldürün meraktan:)

Bir de Terazinin Dirhemi'ne hoşgeldin demek isterim bu vesileyle:)) İlk mimi benden olsun. Hamili kart yakinimdir.