12.10.2009

Ali Veli Maria

Ortaokulun ilk veli toplantısına gittim. En arka sıraya oturdum. Öğretmenlerin en arkaya baktıklarını geç de olsa öğrendiğimden değil, en ön sıralar not defterli, kalemli çift veliler tarafından çoktan kapıldığı için.

Hem veliler hem de öğretmenler ve müdür yardımcısı beni o kadar şaşırtı ki. Yanlış kelime şaşırmak. İlk grup dehşete düşürdü, ikinci grup hiç beklemediğim halde su serpti endişelerime.

Veliler. Sanırım çocuklarımı önceliklere velilere karşı bilinçlendirmeliyim. Bu yüzden de en keskin eleştirilerimi sansürsüz bir şekilde Aktris'in yanında dile getirdim. O da ısrarla sordu kimin annesiydi, şunun babası mıydı bunu diyen diye. Söyledim tek tek. Çünkü öyle zihniyetlerin, öyle beyinlerin yetiştirdiği çocukların da bu kirlenmeden nasiplenmemeleri mümkün değil.

En absürd soruları soran veliler ilk beş yıl sonsuz ezberleme yetenekleri ve öğretmeni pohpohlama becerileri ile en yüksek notları alan ancak bir öğretmenden neredeyse 10 öğretmene çıkınca muhattap sayısı, üstelik de ilkokul kısmına kıyasla ezberden biraz daha uzak kalan 2. kademeye geçince çuvallamaya başlayan çocukların velileriydi. Bu örnek öğrenciler daha ilk günden her konuda şikayet etmeye başlayıp tüm şikayetleri anne-babaya yöneltmiş, anne baba da bir avukat kılığında tüm eğitim kadrosuna savaş açmış şekilde gelmişlerdi, soru soruyorlardı, suçluyorlardı. Bir kısım veli aramıza sonradan katılan veliler için "kaç tane yabancı geldi?" gibi bir soru sorarak şanlı bir açılış yaptılar.

Aklımda kalan absürd sorular:
"Kötü alışkanlığı olan öğrenci var mı?"
"Okul giriş çkış saatlerinde okulun önündeki trafiğin çözümü için birşey yapsın okul, üstgeçit falan!"
"Çocuklarımız eşofmanları ile gelsinler okula beden e. dersi olduğu gün. Giy çıkar yapmasınlar. Üşütürler" (Dikkat- bunlar 11-12 yaş:)
"Bence üstlerinde gömlek kravat olsun altlarında eşofman"
"Matematik dersi neden cuma öğleden sonra? Sabah olsun"
"Beden eğitimi dersi neden bahçede yapılıyor? Çocukların burda konsantrasyonları bozulur" (sınıf okul bahçesine bakıyor, zemin kat)
"Neden dolapları yok? Sınıflar çok küçük"
"Benim çocuğumun İngilizcesi çok ileri düzeyde. Ona özel birşey mi uygulayacaksınız o mu sınıfa uyacak?"
"Hep mi arkada oturacak çocuğum?"

Vs vs vs vs.

Veli kısmını gerçekten de rafa kaldırma kararı aldım önümüzdeki 3 yıl için. Liseye geçince bakarız duruma. Ama gerçekten de çocukların sağlam bir devlet koruması altına alınması gerektiğini düşündüm bu velileri duyunca. Yazık olmuş.

Okul ise o kadar şaşırttı ki beni. Sınıf öğretmeni, branş öğretmenleri, idareden sorumlu müdür müavini. Ağız birliği etmiş gibi hepsinin dersaneye boşuna göndermeyin demesi umutlandırdı. Türkçe öğretmenlerinin lütfen tiyatroya götürün demesi (bir veli Külkedisi, Sindrella gibi mi? sorusunu es geçemedim), kitap okumanın test, sınav ve okul için değil ileride bir birey olarak dertlerini anlatabilmeleri için önemli olduğunu söylemesi, herkesin velileri ısrarla okul rehberlik servisine yönlendirmesi ve ergenliğe dikkat çekmeleri... en güzeli de bu konuya sbs'den daha fazla önem vermeleri. Mutlu oldum.

Sanırım sınıfta çocuğunu dersaneye göndermeyen bir biziz. (Biz= Ben ve Pelin). Kararımızla gurur duyduk. İngilizce kursuna gidiyor artık Aktris. Seviyesini Belirleriz biz kendimiz.

Öğretmenlerin tavsiyelerini ve aklımda kalanları not düşmeliyim:

* Ergenler bunlar. Hoşgörü anahtar çözüm. Ve de uzaktan kontrol.
* Siz dizilerin müptelası olmuşsanız çocuğum televizyon zararlı demeyin lütfen.
* Elinizde kitap görmüyorsa çocuk ve okumayı sevmiyorsa suçlu çocuk değil.
* Dertlerini, sorunlarını önce bize söylesinler. Velilerine gitmeden bize başvururlarsa hem kendi sorunlarını çözme becerileri gelişir hem bizimle iletişimleri.
* Sosyalleştirin çocuklarınızı.
*Dersanede müfredat dışı gereksiz bilgi bombardımanı hem yoruyor hem yer kaplıyor hem de herşey boşa gidiyor.
*Sayfa numarası, şuralar ödev diyemem ben. Konu işlendikçe çalışma kitaplarından çözsünler.
*Muhakkak notları düşecek. Panik yapmayın. Bu çocuğunuzun normal olduğunu gösterir. Hem ergenliğe giriş hem de tek öğretmenden çok öğretmene geçiş.

O zamanlar çalışıyordum. İş ve eve aynı mesafede , orta noktada bir okul bulmalıydım. Burası hem etüdü (dersleri bittikten sonra ben eve gelene kadar geçireceği süre az olsun diye) hem yemekhanesi olan en aklıma yatan devlet okulu burasıydı. İyi ki de burası olmuş. Hem yeni çalışmaya başlayacağım devlet dairesi ile arasında sadece bir çocuk parkı var:)

Ama ne yalan söyleyeyim. Ben bu kadar aklı başında sınav ve sistem karşıtı hoca olacağını düşünmüyordum. Mahcup etti beni okul.

15 Yorum:

neş'e dedi ki...

dalgalandın da duruldun mu?
yorumlar geri gelmiş...
:)

Leylak Dalı dedi ki...

27 yıl öğretmenlik yapmış biri olarak bu veliler o kadar tanıdık geldi ki. Of of başetmek mümkün değildi, üstelik benimki birde meslek lisesiydi, düşünün seviyeyi. Dersane konusunda bir öğretmen olarak kesinlikle katılıyorum düşüncelerinize, para tuzağı sadece ve ne yazık ki eğitim politikası haline geldi. Üstelik nefret ettiğim test tekniği çocukları iki kelimeyi biraraya getiremez etti. Öğretmenleri ben de çok takdir ettim, Aktris şanslıymış, heryerde bulamazsınız böylesini. Dilerim mutlu geçer okul yılları. Kapluş iyi oldu mu bu arada, ben hastaydım pek takip edemedim.
Sevgiler yollamaktayım hane halkına...

Asortik Krep dedi ki...

Seni okurken dört sen önceki ilk veli toplantımdaki dumurlarım geldi aklıma,bu kadar mı değişmez bu veliler..!
Her toplantıda çatlak bir ses olarak temsil ediyorum ben kendi düşüncemi ,yalnız ama mağrur :))
Hiç istifini bozma bence..

Sardunya dedi ki...

Neşe:)))

Durgundum da dalgalandım aniden desem;) Belli olmuyor rüzgarın ne zaman eseceği:)

Örtmenim Leylak Dalı
Kaplumbağa bugün gitti okuluna nihayet. Daha iyi. Sana da kocaman geçmişler olsun. Yurduna da kavuşmuşsun, gözün aydın:))

Aktris şansının ne kadar frkında ya da o da bunu şans olarak mı görüyor bilemiyorum. Zaten tüm sorularım da bu bilinmezlikten kaynaklanıyor. Hoş, hiçbir zaman da bilemeyeceğim ya...

Asortik Krepcim
Hep aynı değil mi?:) Çok acı. Acıklı demek daha doğru belki.

pinarbk dedi ki...

Vakti gelince umarım ben de böyle aklı başında bir okul bulurum kızım için. Ve O'nun seviyesini belirleme başarısı gösterebilmeyi dilerim. Aktris'e ve sana kolay gelsin...

sardunya dedi ki...

Sevgili Pınar
Biliyor musun tuhaf inanışlarım vardır benim:) İnce eleyip sık dokununca sonradan çok defosu çıkacağına inanırım bazı şeylerin. Bunlar da genelde herkesin ince eleyip sık dokuduğu şeyler olur. Doktor gibi okul gibi hastane gibi.

Okulda her zaman yakınlık ilk kriterim olmuştur. Gerisini nasıl olsa hallederiz diye. Gerçekten de üç ayaklı bir mesele. Aile ayağı da bence en sağlam olması gereken. Okulu da öğretmeni de aslında aile yönetiyor gibime geliyor.

Bir de çocuk dostu okul sıfatını aramıştım şimdi hatırladım. Gerçekten de çocuk dostu okulu Aktrisin. Tasarımıyla, düşünülen ayrıntılarıyla...koleje akıtacağım paranın küçük bir kısmını devlet okuluna gömerek çok güzel farklılıklar yaratıldığına inandım. İyi ki de.

Bol şans dilerim sana da, kızına da... benim için zor olmuştu çoğunluğa kulak tıkamak.

pinarbk dedi ki...

Sardunya, bu inanışlarını hayata geçirebilmen çok güzel. Ben bazen yılıp bırakıyorum. Hep aynı mücadele gücünü bulamıyorum kendimde.

Aile meselesinde çok haklısın. Bu çocuklar evden belli bir donanım kazanmış olarak gidiyorlar zaten okula. Evdeyken başıboş bırakıp sonra öğretmenlerden mucize beklemek mantıksız. Bu anlamda, öğretmenlere de üzülüyorum. Asıl işleri dışında gereksiz şeylerle uğraşmak zorunda kaldıkları için...

Okuyorsan (davetiyen var:)) görmüşsündür, benim kızım daha çok küçük. Ama yuva ararken bile ne gereksiz şeylerle karşılaştım. Ve o zaman gördüm ki, eğitimcileri yıldıranlar, çocuk değil veliler. Yuvanın müdürü, "siz çocuğunuzu yuvaya vermeye hazır olarak gelmişsiniz. Teşekkür ederim!" dedi. Kadıncağız kimbilir nelerle karşılaşmış...

Yakınlık, benim için de ilk kriter. Mümkünse eve yürüyüş mesafesi. Tecrübeli bir anneden bunun teyidini almak güzel...

Sevgiyle kal...

Adsız dedi ki...

Sevgili Sardunya,

Benim de oğlum Aktris'le aynı yaşta, bu yıl 6'ncı sınıfa başladı. Özel okulda başlayan serüvenimize, gerçekler bir anda kafama dank edince etüdlü devlet okulunda devam ediyoruz. Sınıfta 33 kişi var ve dersaneye gitmeyen tek öğrenci benim oğlum. Yaz başından beri her gün ev ve cep telefonumdan dersaneler tarafından en az 10 kez aranıyorum.. "Dersaneye gitmeyecek" dediğim zaman nedense uzaylı muamelesi görüyorum. Veli toplantısında da ısrarla dersane tavsiye etmeye kalkışan veliler kararlılığım karşısında dumur olmuşlardı. Bunları neden anlatıyorum, içimde zaten "acaba yanlış mı yapıyorum" diye bir şüphe yoktu ama senin yazını okuyunca yalnız olmadığımı anladım.. bir diğer açıdan sen de yalnız değilsin:)
Sevgiler,
Arzu

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...

Yazmıştım ya ben de bir ara "sayın veli olmak" diyerek.Onlar sayın veli sardunyacım,sen ben biz olamayız öyle,daha dur ya,2005 doğumlu kaymak,anasınıfı 5 yaşta yani,geçen hafta ilk toplantı vardı, hatunun biri, makas kullandıracak mısınız, aklım burda kalır valla deyince,yürü bakırköye yatıracam seni diyecektim.Sanki dünyada kendi çocukları birtek kıymetli,zaman gösterecek herşeyi,abs, çbs sbs hiç kafam almıyor benim de girer işte üniversite sınavına hepsi bu.Biz geçtik bu merhalelerden mutlu muyuz?İstediğimiz işi mi yapıyoruz, geçeceksin bu adamları bir kalmede boşveeerrrr.Okula bravo şaşırdım..Sevgiler.

Primarima dedi ki...

O halde başlık devamı yapayım; siyahı beyazıyla işte bizim bu Dünya!
Burada söz konusu olan siyah ve beyazda veliler oluversin dimi?
Allah kolaylıklar versin ben ilkokuldan bile korkuyorken daha coook vakit oldugu halde önumde ...gözum iyice korkdu desem.

Sardunya dedi ki...

Sevgili Pınar
Okuyorum elbette. Aslında bu velilere veryansın ettim ama kimse kendi kendine bozulmaz ya... ya da kime göre neye göre bozulma o da ayrı konu. Ama yıllarca psikologların aman şu zararlı, sakın bunu yapmayın, aman diyim şuna dikkat edin şeklinde bombardımanlarının epey katkıda bulunduğunu düşünüyorum paranoya eğilimli ve aşırı korumacı velilerin evrimine. Medyada sorumsuzca yer alan haberleri ve ayrıntıları da unutmamak lazım. Hem sisteme hem de bu yoğun beyin yıkama bombardımanına karşı koymak, en azından belirli sınırlarda kendi anlayışını korumak o kadar zor ki...

Tecrübeli anne demişsin ama inan bana her sabah sanki o gün doğurmuşum gibi acemi hissediyorum ben çocuklarımın karşısında. Onlar da bu amatörlüğü elbette sonuna kadar kullanıyor:) Ailece düşük bütçeli amatör tiyatro grubu gibiyiz. Kendimizi izleyip eğleniyoruz işte:)

Sardunya dedi ki...

Sevgili Arzu
İnan bana hiç de az değiliz. Sadece sistem böyle deyip kenara çekilmesek çok daha iyi olacak. Eğitim sistemini ayrı bir organizma olarak görmek belki de ilk ve en büyük hata. Sensin, benim, öbürü işte sistem. Tek dişi kalmış canavar değil ki meret:)))

sardunya dedi ki...

Kaymaklının Kadayıfın Anneciği

Makas ha?:))) Aklıma geldi. Keşke okullarda makasla kağıdın nasıl kesileceğinden önce koşarken elinde makas varsa çocuğun makasın sapını değil de ucunu avcunun içine alması gerektiğini, böylece herhangi bir düşme, çarpışma anında makasın ucunun en fazla avuç içine zarar vereceğini, diğer türlü daha ciddi sonuçlara neden olacağını öğretseler. Hatta biz de bilsek de evde öğretsek;)

Aklıma geldi:)

sardunya dedi ki...

Prima Rimacım,

Korkunun ecele faydası yok ki:) Erkenden kararlar almak lazım. Öncelikle insan olarak ne beklediğimize, ne istediğimize karar verip hamuru erkenden ona göre yoğurmaya başlamak lazım sanki. Hiç korkma. İnan bana ne istediğini bilip akıntıya kapılmamak yeter de artar gibi sağlıklı çocuklar için.

Nilay A. dedi ki...

Oğlum henüz ilköğretim 3.sınıf.

"Okul giriş çıkış saatlerinde okulun önünde park yeri bulunmaması"
"Çocuklarımız eşofmanları ile gelsinler okula beden e. dersi olduğu gün."
"Matematik, Hayat Bilgisi neden öğleden sonraları? Sabah olsun"
"Türkçe 11 saat ama matematik 4 saat.Bunu dengeliyor musunuz?"

Bunlarda bizim velilerden :-)
Çok far yok değil mi?

Çocukların kişisel özellikleri ve farklılıkları ise anladığım kadarıyla velilerle çocukları arasında sohbet konusu(Negatif yönde)
Velilerimizden biri toplantıda kendi çocuğuyla ilgili yaptığı değerlendirmeyi bir kaç gün sonra çocuğundan duymuş ciddi bir üzüntü yaşamıştı bu konuda.
Ne yazık ki çoğunluk aymazlık içinde, bir kısım eğitim kadroları da.
Güzel olan sizin muhatabınız olacak eğitim kadrosunun sağlıklı ve sizin bakış açınıza uygun düşünce yapısında olması.İyi bir insan olmayı öncelikleri olarak görmeleri.
Sevgiyle,
Nilay