26.10.2009

Tamlama

Aldım elime sopayı, gerine gerine şişen, şiştikçe de daha fazla yağmur yüklenen ne kadar gri bulut varsa tepemde, hepsine giriştim. Yorgan kabartır gibi. Vurdukça yağdılar tepeme. Bilemediniz değil mi dedim. Ben severim yağmuru. Sandınız ki kararır içim. Kararsa da gözümü dinlendirir geçerim tünellerden. Aydınlık kör eder beni. Grinin içinden de çeker çıkarırım siyahı beyazı. Biri ışıkları kapatsa ben içimdeki lüksleri yakarım. Aydınlıkla korkutabileceğim karanlık bir çocuk var içimde. Haberiniz yok. Herkese sökmez aynı korkular.

Şakır şakır yağdılar. Saçlarımdan süzülen damlaları emdim. Yaramı yalayarak temizler gibi. Sonra da bıraktım elimdeki atlası bir kenara. En güvenli otobanları işaretleme peşindeydim. En güzel manzaların şose yollarda olduğunu hatırladım. Şimdi hepimizin elinde kazma kürek. Güzel manzaralı yollar kazıyoruz. Asfaltta hız yapacağımıza her çukurda, tümsekte sepetlerimizi açıp peynir ekmek yiyoruz.

Detay:
* Yalnız değilmişim/değişmişiz.
*Zevkler değişirmiş. Renklerin çoğu ise kalıcıymış içimde.
*3 buçuk saat bir bankta oturarak gelene geçene bakıp zaman geçermiş.
*Mozart and the Whale fazla holivudvari olmuş.
*Parayla imanın kimde olduğu bilinmez misali kimin kaç sayfa okuduğu da bilinmeyebilirmiş.
*En güzel barışlar göğüs göğüse çarpışarak çıkılan savaşların en güzel eşantiyonuymuş.
* İşyerim belli oldu. Başlama tarihimde. Geçsin de bu domuz gribi tatili.
* Aktrise aşı yapılacak. Kaplumbağaya yapılmayacak. Tüm dünya Türkleri ya yok etmeye çalışıyor ya da denek olarak kullanmaya paranoyasından öteye adım atma kararı aldık. Kaplumbağaya yapılmama sebebi ise grip ve pnömokok aşısının bile onu hastanelik yapması. Azıcık sağlam olsa ciğerler hemen ona da yapılacaktı.
*Foto: Sakaryada Balıkçıdaki kasada sıra bekleyen kadının elindeki poşetin içindeki Sardunya.
*Kaplumbağanın klasik diyalog bitirme sözü:falan filan.

7 Yorum:

Aydan Atlayan Kedi dedi ki...

İnsan kendi yağmuru ile ıslanırsa daha iyi büyür baharının dalları gibi gelir bana. Su senin, toprak senin, bahar senin ve dallar yine senin. Nasıl sever insan onları nasıl bağrına basar, düşünsene...

Not: Seni okumayı nasıl seviyorum bir bilsen...

yasemin dedi ki...

ah biz de bugün dvdciye gittik. filmleri seçtik tam çıkarken kapının yanında mozart and the whale'i görüp çektim, döndüm kasaya. 500 tane film almışken bu da neyin nesi şimdi diye bakan onur'a anlattım sebebini. niyetim bir an önce izleyip sana göndermekti filmi. biraz belliydi ya şimdi sen yazınca anladım pek matah bi film olmadığını. neyse, anlayabilmek için bütün kaynaklara saldırıyoruz işte :) sevgiler.

çınar dedi ki...

ben detaydaki güzelliklere takıldım

Elçin dedi ki...

Harikasın Sardunya, çok harika yazıyorsunnn...

Sardunya dedi ki...

Kedicik
Ben de senin gördüğüm en düzenli ve en disiplinli yazı yazma aşığı olduğunu düşünüyorum. Halı dokur gibi, ya da ilkokul öğrencisinin her gün ödev yapışı gibi.... tek fark: aldığın zevk ve mutluluk o kadar belirgin ki:)))

Yasemin
Pdf de ulaştı eline değil mi? Ben çok faydalanıyorum o kaynaktan. Bir de Oğullar ve Rencide Ruhlar'dan:) Gönderirim sana, sen alma.

sardunya dedi ki...

Çınar
Benim detay dediğim de çoğunluk olmuş ama:) ;Ana metinden daha uzun detaylar:)

Elçin
Teşekkür ederim.Çok.

yasemin dedi ki...

ulaştı ama daha hiç bakamadım. geniş zamanda oturup okuyacağım.

o kitabı okumuştum:

"Bazen de saygıdeğer abilerim ablalarım, dünyası yerle bir olur insanın. Hayat, fazla kafa yormadan idare etmeyi sağlayan bütün anlamlarını yitiriverir. En akıllıca saydığınız fikirlerinizin saçmalığını, en içten duygularınızın yapmacıklığını kavrarsınız. Aslında hiçbir konuda bir fikriniz bulunmadığını, aslında hiç kimseye karşı bir şey hissetmediğinizi ve tüm evrenin de size karşı aynı gaddarca kayıtsızlık içinde olduğunu. Hep gözünüzün önünde durduğu halde o güne dek her nasılsa yok saydığınız bu gerçeği fark ettiğiniz anda ilahi işleyişi de çözmek üzeresiniz demektir."

http://cemuyurken.blogspot.com/2007/05/bazen-de-saygdeer-abilerim-ablalarm.html

sevgilerimle