19.01.2010

Sel

Kızım için her cephede göğüs göğüse savaşıyoruz gibi hissediyoruz. Okulda üniforma, dışarıda aman dersini çalış, aaa dersane!!! nidaları arasında ancak elini tutabiliyoruz. Bir de ayağımızı sağlam yere basmaya çalışıyoruz. O kadar kolay ki kapılıp gitmek gelen sele. Çünkü bakıyoruz herkes o selin içinde. Bir biz evin çatısına çıkmış suların çekilmesini bekliyoruz.

Su'yun çıktığı/konuştuğu/hoşlandığı biri var. "Benimki " dediği biri var. İlk günden beri de biliyoruz. Böbürlenme meselesi ya da modern olma kriterinden değil. Sadece bilgi akışı kesilmesin diye ölçülü izinlerle devam ediyor yoluna. Çoğu konuda bizden daha sağduyulu. Ama ben yine de... öğretmeni karşısına alıp "erkek arkadaşından ayrılacaksın, sadece derslerini düşünmelisin" dediğinde.... bunu da onu ağlatarak yaptığında.... diken diken olan tüylerimi tarayamıyorum. Ve de Su da burayı okuduğu için daha fazla yazamıyorum.

Dün akşam yemekte dedi ki: "Anne! Sınıftaki anneler kızlarına "karnede 4 gelirse sana tatili zehir ederim" diyorlar hep. Bir siz demiyorsunuz dedi".Ben de isterim tabi hepsi 5 olsun. Ama tüm yazılılardan 100 alırsa kesin bir sakatlık vardır diye düşünürüm. Hayatın başka bir yerini ıskalıyor büyürken derim. Üstelik zorla ve köprüyü geçene kadar ders çalışılıp not öyle ya da böyle alınır da sanki hayatın diğer güzel manzaraları zorla izlenilmez gibi geliyor. Zorla dost olunmaz mesela, zorla güzel müzikler dinlenmez, güzel kitaplar okunmaz, güzel bir lezzetin keyfine varılmaz, zorla sorunlar arkadaşlarla paylaşılmaz, zorla kakara kikiri yapılmaz. Ve evet. Zorla ders çalışılır. Zorla 100 de alınır, 70 de, 35 de. Zorla bir üniversiteye ite kaka kapak atılır. Bu kadar zorlamaların içerisinde zorla mutlu da olunur, olunduğu sanılır. Büyünür. Zorla bir hayat kurulur. Sonra zorunlu askerler gibi zorunlu hayatlar yaşayan mutsuzlar ordusunda zorla ölene kadar gün sayılır.

Nerden nereye getirdim ama nereden nerelere geliniyor... ne zor bu "sel" insanları... bize de çatıda birbirimize sığınarak sel'in yön değiştirmesini beklemek kalır....

Bu satırlar sadece kızıma:

"Titreyen çenende dünya devrilmiş
Kimse böyle üzgün olamazzzzzzz....
Gözlerin dolu dolu
hayatın da öyle
kimse böyle yorgun olamazzzz...."

11 Yorum:

Özgür Turan dedi ki...

İçim şişti ağlayacağım şimdi. Bu tip öğretmenlere hastayım!

pinarbk dedi ki...

Basıp, kesip saklayacağım bu yazıyı. Senin gibi bir annem/babam olmadığına hayıflanarak ve öğrendiklerimi tekrarlamamayı dileyerek...

a.c dedi ki...

Laf aramızda ben de öğretmenim. Bazı öğretmenler, velilerin öyle hoşuna gittiği için öyle davranıyorlar. Bazıları kendiliğinden arızalı, yapacak bir şey yok. O sel bitmez. Geriye yalnızca farklı yetişmiş güzel çocukların farklı yaptıkları işler kalacak bence. Dünyayı değiştiremezler (dünyayı ne yazık ki artık diğerleri değiştiriyor) belki ama kendine özgü olmak ve meydan okumak da az şey değildir.

Bu satırlar da sadece benden sana:

Sıkıcı insanlarla dolu dünya,
Sen onlara benzeme Sardunya...

Unknown dedi ki...

çok şanslı kızınız bence sizin gibi bir arkadaşı olduğu için dıyorum ben anne değil arkadaş gibisiniz çünkü :) o ladar anlamlı yazıyorsunun ki...
sevgiler...

bilge ve annesi dedi ki...

Ne kadar güzel yazmışsınız. Benim de küçük bir kızım var ve okurken içim titredi.Biz de yaşayacağız bunları, sistem öyle kolay değişmeyecek eminim. Ama gene de bir umut sele karşı bizde çatıda bekleriz, bunu biliyorum. Kendinize iyi bakın...

Unknown dedi ki...

ay titrettin beni Deniz kızı...
ne şanslıyım ki sen benim akıl hocam olacaksın benim kız konusunda :)

yasemin dedi ki...

şimdi 20 yıl önceki günlüklerimi okudum da geldim. üstüne çok ilginç bir tesadüf oldu bu postu görmem. asıl erkek arkadaşı varsa ilişkisi mutlaka sürmeli su'yun. ben bunun önemini her geçen yıl biraz daha iyi anlıyorum.
öğretmeninin o yaşlardayken konuştuğu biri olmamış herhalde, o yüzden farkında değil, hr şeyi ders sanıyor garibim :-)

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...

Nefret ettirilerdi herşeyden, neşe kaç aldı derlerdi hemen, neşenin anası mısın benim mi diyemezdim, ayşegül doktor olur sen de muayenehanesinde çay götürürsün ona derlerdi bak güzel kızım sevgili su madem okuyormuşsun bu satırları şükret ki bir elin parmağını geçmez anan gibi analar. Üniversite bitirdim, üzerine master da yaptım ama her sabah ağlayarak istemediğim bir işe gidiyorum, elbette herşey 100 değildir. Hayatı ıskalamadan yaşamaktır.

mermaid dedi ki...

sana anne demek istiyorum.

Turkuaz Deniz dedi ki...

bugun şunu izledik... izlerken Deniz i düşünerek ağladım ben de babası da... içinde bulunduğu cendere gibi hayatı... öff anam öfff...

TED den:

http://www.ted.com/talks/carl_honore_praises_slowness.html

hayatı yavaslatmakla ilgili...

ben de yoruldum.

Leylak Dalı dedi ki...

Ben dün bu yazıyı atlamışım, hayret. Her zamanki gibi harikasın. Leylak öğretmenin sana annelik dersinden 100 üzerinden 200, o öğretmene de 100 üzerinden 0 vermekle gurur duyar...