15.06.2010

Her kelimesine atarım imza

Çocukların masumiyetini çaldınız


“Ful çeken” komşunun oğlu kâbusumuz oldu. “Kan kardeşliği”nin yerini, “puan düşmanlığı” aldı. Masumiyetini çaldınız çocukların, haberiniz var mı?

KADRİ GÖNÜLLÜ

Geldiğiniz günden beri altüst ettiniz hayatımızı. “Değişim” dediniz, “dönüşüm” dediniz, her şeyi daha beter ettiniz. Paranın emrine sundunuz sağlığımızı; eğitimi metalaştırdınız. Alınıp satılır oldu en temel haklarımız. Şirket gibi yönettiniz devleti. Siz tüccar, biz müşteri olduk. “Katkı pay”larından yıkıldı ortalık.

Yetmedi, çocuklarımıza el attınız. “OKS’yi kaldıracağız, sınav yükünü azaltacağız” dediniz, SBS’nı getirdiniz. Sınavı üç yıla yaydınız, stresi katladınız. Dershane yaşını 11’e, test çözme yaşını 7’ye düşürdünüz. “SBS Canavarı”nı soktunuz çocukların rüyalarına. “Doğru”larla “yanlış”lar arasında, “kaç net?”ti hayatları. Okul, ev, dershane üçgeninde zindanı yaşattınız. “Özel ders”i soktunuz hanelerimize.

OKS’yi tam kanıksamıştık ki, bol “S” li SBS’yi soktunuz hayatımıza. Oysa “sevgi”nin esemesi yoktu ortalıkta. Test ettiniz, ölçüp biçtiniz taze hayatları. Çocukların “seviye”siyle uğraşacağınıza, siyasetin seviyesini ölçseydiniz ya! Siyasetçi Seviye Belirleme Sınavı (SSBS) icat edip test etseydiniz ya kendinizi? Her yıl girseydiniz üstelik… Ortalamanızı biz hesaplardık hayrımıza.

Yarış taylarına çevirdiniz çocuklarımızı; kapıştırdınız, vuruşturdunuz. “Serbest piyasa”ya uygun, rekabetçi yeni nesiller üretme derdine düştünüz. Oyunlarının içine SBS doğradınız, zehir ettiniz. Dayanışmayı, dostluğu, paylaşımı rafa kaldırdınız. Elmanın büyük parçasını kimse vermiyor artık arkadaşına. Her çocuk kendi “puan”ından asılır oldu. En yakın arkadaş, en büyük “rakip” şimdi. Kıskançlığı soktunuz körpe yüreklere. “Ful çeken” komşunun oğlu kâbusumuz oldu. “Kan kardeşliği”nin yerini, “puan düşmanlığı” aldı. Masumiyetini çaldınız çocukların, haberiniz var mı?

İnandığımız tüm değerlere savaş açtınız. Teslim almak istediniz düşlerimizi. Çocuklarımızla vurdunuz bizi en hassas yerimizden. Karşı olduğumuz ne varsa yapmaya “mecbur” ettiniz. “Dershane, kurs, özel ders”i eklediğiniz sözlüğümüze. “Paralı eğitim” karşıtlığımızı sözde bıraktınız. Değerlerini çiğneyen soysuzlara çevirdiniz cümlemizi. Şimdi, dayanışma ve paylaşımın erdemini nasıl anlatacağız SBS yarışçısı çocuklarımıza? Arkadaşlarını eleyerek yükselmelerini biz istemedik mi onlardan? Altta kalanın canı çıksın demedik mi? Hiç inanırlar mı bize artık. “Çocuk kandırmak” o kadar kolay mı zannediyorsunuz?

Altı üstü bir lise uğruna heba ettiniz çocuklarımızı. Oyunlarını bozdunuz, mızıkçılık yaptınız. Kıblenizi özelleştirirken, Anadolu çocuklarını “Anadolu Lisesi” için vuruşturdunuz. Sınavlarla kuşattınız bedenlerini. Kitapların dostluğundan mahrum bıraktınız. Öyküyü, romanı kovdunuz hayatlarından. Şiir gibi yaşamıyor artık çocuklarımız. Dört şıklı dairelere hapsettiniz yaşamları. Yanlışlarınız onların doğrusunu götürüyor.

“Gözünüzü toprak doyursun” dediniz, “Yan gelip yatmak”la suçladınız, sesimizi çıkartmadık. Siyonist’e “öldürmeyeceksin” derken bizim çocukların “icabına” baktınız. Sustuk. Çocuklardan “terörist” icat ettiniz, binlercesini içeriye tıktınız. Kalanları da sınav terörüne maruz bıraktınız. Gene sustuk.

Artık susmak istemiyoruz. Serbest piyasa, tüccar devlet, para babalığı sizin olsun. Katkı payları da sizde kalsın. Çocuklarımızı ve barışı verin bize yeter. SBS’nizi de alın ve çekilin artık hayatımızdan. Düşün artık çocuklarımızın yakasından.

kaynak:
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1002510&Date=15.06.2010&CategoryID=83

1 Yorum:

anne kaleminden dedi ki...

valla kalemine sağlık kadri beyin ne güzel yazmış...