Ben: Maşuk şu kavanozu açar mısın? Kapağı mı sıkışmış nedir...
Kaplumbağa: Ne var o kavanozda? İçindeki ne?
Maşuk: Karınca ya da siyah böcek.
Ben: Çörekotu ya da susam da diyebilirsin. Evet evet. Susam.
Kaplumbağa: Açıl susam açıl deyin siz. Açılır o kendi.
Maşuk: Güzel espriydi.
Kaplumbağa: Espri değildi ki...
İlerleyen kardeşler arası çemkirme seanslarının ortasında....
Aktris: Bıdı bıdı bıdı yaptı Kaplumbağa
Kaplumbağa: Ama anne vıdı vıdı vıdı yaptı ablam.
Ben: Şikayet yok. Şikayet etme ablanı.
Kaplumbağa: Şikayet etmiyorum. Ben sana bilgi veriyorum anne. Açıklama yapıyorum yani. Buna şikayet denmez.
Gün içerisinde 10 dakika evde başbaşa bıraktık kardeşleri. Markete kadar gidip geldik.
Döndüğümüzde:
Kaplumbağa: Annneeee! Ablam beni tehdit ediyor. Ben onu hiç tehdit etmiyorum. O beni ediyor.
Ben: Ne diyor? (bu arada abla kıkırdayarak odaya sıvıştı)
Kaplumbağa: Çıplak fotoğraflarımı çekip arkadaşlarıma dağıtacakmış.
Ben: Bravo Su! Çabuk gel!
Kaplumbağa: Anne! Kanıtım da var.
Ben: Ne kanıtı? Getir bakalım!
Elinde fotoğraf makinesi ile geldi. Aç videosunu dedi. Açtım son dosyayı. Arena çekimi gibi yan çekim. Ablası koltukta sefa yapıyor. Bir taraftan da diyor ki "bak senin çıplak fotoğraflarını çekip arkadaşlarına dağıtırım". Çekmiş valla.
4 Yorum:
Sizin evde insanin cani hic sIkIlmaz be :))
kardeş didişmeleri hiç bitmeyecek sanırsam :)))
ahahah son hikaye epeyce komik. tabi oturduğumuz yerden bakınca:)
Şimdi şu tosbağaya nasıl fırlama demem ki ben, zaten bekleyemedi geliverdi işte belli halinden.
Yorum Gönder