Kedim her gün yanıbaşımda. Masamda, monitörün solunda. Masa lambamın
altında. Füsun Ürkün imzalı bir tablo. Geçen yıla ait bir masa
takviminde. Arkadaşım atacaktı. Atma dedim. El koydum. Kediyi ben
büyütüyorum bu yıl.
Bazen sabahları yetişemiyorum. Kahvaltı yapmadan çıkınca ofise geldiğimde bir simit alıyorum. Her gün aynı simitçi geliyordu. Birkaç gündür taş çatlasa 12 yaşında iki simitçi keşfetmiş bizim binaları. Eski simitçi gelmeden turluyorlar. Bugün binanın kapısını açıp yol verdi. Bana bir simit verir misin dedim. Gazeteye sardı. Hem de öyle güzel bir yazıya sarmış ki simidi. Hem yedim hem okudum. Sonra çektim. En sonunda dayanamadım yazdım.
İtiraf etmeliyim. Bugün kendimi çok iyi hissediyorum. Ve ruh halimi yansıtabilecek en iyi kareyi çektiğim için de ayrıca huzurluyum.
2 Yorum:
Füsun Ürkün'ün bana hediye ettiği bir tablo şu anda arkamdaki duvarda asılı, kedisiz ama çiçekli ve perdeli:) Şahane bir kadın o, keşke tanısan...
Simite gelince, gurk nasıl canım çekti bir Ankara simidi, Parisli ya da Parissiz farketmez:))
kedi resmine bayildim, bayildimmm.... yeni evimde harika duracak bir kareymiş...
Yorum Gönder