Üç gün içinde oldu herşey. Önce laleler çıktı meydana. Arkasına ağaçlar giyindi çiçekli basmaları. Gözüm büyülenince başım da dönsün diye en sona sakladı galiba leylaklar kokularını. Bahçemizde dört tane leylak ağacı var. İkisi beyaz ikisi mor. Beyazların kokusu daha çok.
Doğayı izledikçe, şahit oldukça değişimine insan ya çıldırır ya da neye inanıyorsa ona inancı artar gibime geliyor. Küçücük insan aklımla/algımla o kadar aciz hissediyorum ki kendimi ağaçlara baktıkça mesela. Tahta parçasından yapraklara sürgünlerle bezeli iğne oyasına dönüşmelerini izledikçe diyorum ki kendime:
Ota moka takılıp kalma. Küçük sorunları dev zannettiğin minik dünyanın ortasına çakma. Kum tanesi olduğunu hatırla. Sapla ayaklarını toprağa. Uzat kollarını buluta. Başka da kafiye arama:)
5 Yorum:
ohş, enfes:))
:) pek de güzel gözüküyorlar. bu keyfi doyasıya çıkarmak lazım :)
ne de güzel demişsin öyle başka da kafiye arama :)
Haha ha ha ah aha ...harika bir yazı olmuş..:)
beyaz gelin gibi cicekleri benim icin koklarmisiniz?
Yorum Gönder