8.08.2012

Balıkla deniz tutmak*




Ey Edip Abi 

Sen bu kelimleri böyle, bu sırayla bir araya getirdin ya tam da doğru anda. Senin yüzünden yıllar sonra bile döne döne kurşun yer gibi sarsılıyor kaç genç/yaşlı/kırık/heyecanlı/üzgün/şımarık/vefalı/suskun kalp bu dizilişlerle karşılaştıkça. Misal ben Edip abi. Beni bir sardunya büyüttü dedin diye bilsen o kelimelerin elinden tutup nerelere gittim neler gördüm. Şimdi düşündüm de keşke tatil yerlerinde müdavimi olduğun bir çay bahçesinin işletmecisi olsaydık biz ailece. Bilseydik ki Edip Abi gelir, şu masaya oturur. O masaya her oturuşunda biz bakışıp "masa da masaymış ha" derdik. "Edip Abi gelmiş derdik. Keyiflenirdik. Yılda birkaç hafta ya da gün bile olsa içindeki acı/yalnızlık/insanlığın suyuna da olsa ekmeğimizi banıp hem biraz nasiplenmeye hem de yükünü azaltmaya çalışırdık. Akşama yemeğe davet ederdi belki Maşuk seni. Ben erkenden önlüğü atıp kenara, müşterilere pişirelecek tostu gözlemeyi emanet edip garsonlara eve koşardım. Üçümüze efkarlı bir rakı sofrası hazırlardım. Başımızın üstünde ağırlardık seni. Çok içtiysek temiz çarşafları sererdik sana salondaki çekyata. Efkarın ağır gelirse ben gideyim derdin. Pansiyonuna kadar yürürdü seninle Maşuk. Bıraktın mı Edip Abi'yi derdim dönünce eve. Gülümserdik. Uykuya dalmadan önce gözgöze gelirsek "Masa da masaymış ha" derdik. Uyurduk. 

İyi ki doğdun. Keşke bir çay bahçemiz olsaydı Edip Abi! 


"...Olmayacak şey mi niye bakmayayım denizlere
En akıllı tarafımdır balıkla deniz tutmak..."
Edip Cansever

2 Yorum:

Yunkabu dedi ki...

ne guzel yazmissin

NÜKHET dedi ki...

cok cok guzel..