29.04.2008

Organik çocukluk...

Çok merak ediyorum. Herkes mi ders peşinde kreşlerde? Ben öyle bir kreş hayal ediyorum ki asla bulamayacağımı biliyorum. Ama belki bir gün bir babayiğit çıkar, yeni nesil anneleri alaşağı edecek bir kreş açar. Çocukların toprağı karıştırıp solucan bulmalarına izin verilir mesela. Bazı öğleden sonraları bahçede uyur mesela çocuklar. Kışın da bahçede oynarlar. Bilgisayar dersi, bale dersi, binicilik kursu yerine ağaca tırmanma, çamurdan köfte yapma, en yaramaz kim olacak gibi dersler verilir diyelim. İsteyen alır istemeyen onu da almaz. Her burnu akana mendille koşulmaz. Dizi yarasız çocuk olmaz. Hiçbir ekole saplanıp kalınmaz. Açılsa böyle bir organik çocukluk kreşi çok merak ediyorum kaç günde moda olur kaç günde modası geçer kaç yeni nesil kaliteli zaman annesi kaç saniyede yetişir şikayet etmek için kreşi :)

20 Yorum:

Geveze Kalem dedi ki...

Aslında birçok yazında, "evet, yazdığı en iyi post bu olmuş," diyorum ama BUNA BAYILDIM SARDUNYA'M!:)))))

Harikasın, ne denilebilir ki? Ama bunun gerçekleşmesi için önce anne-babaların bu konuda eğitilmesi gerekir. Bizim gibilerin zorluk çıkaracağını sanmıyorum, yaşadı tüm bunları bizim nesil ne de olsa, tadını biliyor. Ama yeni neslin böyle ebeveyn olma durumu biraz zor sanırım.:)

Düşünüyorum da acaba aynı şeyi mi okuduk biz seninle? Geçen gün bir yazı okuduğumdan beri bu konuya takılmış durumdayım. Tam da oğlum için, ilk kez oyun gurubu falan araştırdığım günlere denk geldi bu düşünceler. Biri diyor ki bu yaş aralığında anne-babadan ayrı oyun olmaz, bir diğeri sosyalleşmesi için bu şart. Sadece bu da değil, her biri başka başka bilmişlik taslayıp duruyor, eğitim uzmanı, pedagog sıfatları ardında. Bugün biriyle telefon görüşmemi bitirip sesli olarak dedim ki, "hanginiz bırakın da çocuk doğada bildiğini okusun, daha sağlıklı yetişir diyeceksiniz acaba?" :)

Hoş döndün bu arada.;-)

Adsız dedi ki...

Ben çok sıkıldım kitap çocuklarından, kaliteli zaman vesveselerinden, kendi kendine oynayamı bilmeyen ama her bir şeyin kursuna sürüklenen çocuklar görmekten. Keşke el konulabilse de kurtarılsa o çocuklar...
Annelog da katıldı zaten. Üç ettik:))))

Benim derdim de rahat rahat çocukça vakit geçirten kreş bulamamak. Laçka olmadan, sadece çocuğu doğal akışında büyütebilme taraftarı olan bir kreş arıyorum.

ırmak dedi ki...

önceleri ben ekol olmayan o "okula"göndermeyeceğim kızlarımı diyordum,ancak öyle bir durumdayız ki göndersen bir türlü göndermesen bir türlü:( yazdıkların benim düşüncelerim sanki...biz sokakta büyüdük,çamurdan fırın yapmak için yağmuru beklerdik,kaldırım arasından elimizde süpürge otu tırtıklardık çamurları,ilk oyun hamurlarını gördüğümdeki şaşkınlığımı anlatamam.bizim zamanımızda dışarıya çıkmayan,ev ayakkabıları,ütülü giyisileri ile evinde "oynayan" çocuklara apartman çocuğu denirdi.şimdilerde ise sokak çocuğu yok denilebilecek kadar az...
biz bu fikri dillendirirsek neden olmasın ki..benim de hayalim mesela erken doğan bebekler için oyun evleri...fanus değil ama...gerçek oyun evleri.düşecek,kalkacak, hassas olunacak ama kırılganuzaylıymış gibi davranılmayacak..öyle işte :))mutlu kal sardunya,iyi ki varsın...iyi ki varsın da yalnız olmadığımı hissedebiliyorum.

Adsız dedi ki...

Güzel Irmak'ın güzel annesi:)))
Prematüre meselesi daha da büyük zaten. Kaplumbağamızın bağışıklık sisteminin güçlenmesi için yaptıklarımı tek tasvip eden eşimdi. Sonuç? :)))) Mutluyuz. Her gün bahçeye çıkardım. Emekleme tatbikatlarını bahçede toprağın üzerinde yaptı. Ve gerçekten büyük faydasını gördüm.
Ben zaten müstakil bir evde büyüdüm. Bahçeli. Şimdi de bahçeli bir apartmanın giriş katında oturuyoruz. Aktris de Kaplumbağa da apartman çocuğu gibi hissetmesinler diye aslında çoğu tarafından lakaytlık olarak görülen ama bence daha çok emek ve sabır gerektiren (çünkü tüm dış seslere kulak tıkamak kolay değil) bir tutumu tutturdum gidiyorum:)))
Belki enayiyim ama sokakta oynamalarına ve insanlara güvenmelerine büyük hoşgörü gösteriyorum. Eskiden daha mı güvenliydi? Bence değil. Şimdi sadece daha çok duyma imkanımız var sapıklıkları, güvensizlikleri. İnsanoğlu hep çiğ süt emmedi mi:))))

Tabiat Ana dedi ki...

valla ben gönderirirm doğayı o kreşe ben öyle buyudum bır zararınıda görmedim:)

nildekipapatya dedi ki...

Son yıllarda yetişen çoçuklarla ilgili bir mail almıştım bi ara.Psikologların ticari amaçlı olarak sanal bir durum yaratarak çoçukların her davranışını hiperaktiflik ve psikolojilerinin bozuk olması diye değerlendirip ebeveynlerin bu zayıf taraflarından yararlanarak kazanç sağlamak istemeleri imiş. asıl olan doğal ortamda ve bildiğimiz şeyler yani terlik bizde işe yaradığı gibi onlarada yarayabilir. tabi dozu kaçırmadan yoksa bizim yokmuydu pişikolocimiz :)))))

nildekipapatya dedi ki...

sen her yeni bir karar verirken yada bişeye yeniden başlarken Tanrıda sana yardım ediyor ve sıfırdan başlatıyor her şeyi sana bak saate yine 00:00:00 doğru yolda olduğunun sağlamasıdır bence.

Adsız dedi ki...

ben, gizli hayran:))

bana da çok ters geliyor minicik çocukların sürekli kurslara derslere sürüklenmesi. ne yazık ki adeta histeri diyebileceğim bu bir tür "yarış", "acaba ben çocuğumu bu çılgınlığa dahil etmezsen çocuğum ileride kendini eksik ya da garip ya da uyumsuz hisseder mi" endişesini hissetmesine de neden oluyor benim gibi annelerin. bizim çocuklarımız nasıl birer anne-baba olacaklar, onların zamanındaki "ebeveynlik trendleri" nasıl olacak merak ediyorum doğrusu:)

Derin Sularda dedi ki...

Çok güzel yazmışsın Sarduya ama okurken bile imkansızlığını hissettim içimde. Ahh keşke olsa dedirten türde bir yer, ama o doğallıkta kalmaz, bırakmazlar..
İşin garibi biz böyle büyüdük ama söylesek inanmazlar:)

Asortik Krep dedi ki...

Bahçede en azından tırmanacak bir ağacı bulunmayan bir kreşe çocuk göndermemek lazım :)
Fikirlerinize aynen katılıyorum.
Biz o eğitimi kendimiz vermiştik Çağıl'a..Yani ağaca tırmanmayı ben öğrettim,öğretmeninden beklemedim :))
Kavga etmeyi de, küfür etmeyi de, piknik yapmayı da ,balık tutmayı da biz öğrettik.

nimetin.blogspot.com dedi ki...

tamam kreş öyle olsunda anneler manyak sardunyam:)) çocuğunu bahçede uyutacak anne olur mu ki:))
-ay inanmiyorum burnuna börtü böcek girer,
-olmadı güneş var
-daha olmadı siz ne yapıyorsunuz kardeşim sizi şikayet edeceğim olur

nimet

Ebru Oğuş dedi ki...

tam ben ankara'dan evin yanı sıra kreş arayışlarımdan döndüğüm güne denk geldi bu yazını okumam! ben de göndereceğim o organik kreşe benim haydutları, vay solucaların haline:-)

Adsız dedi ki...

Tabiat Ana
Bak gittikçe arttı sayımız:))))

Adsız dedi ki...

Nildeki Papatya
Ürktüm ben bu sıfır sıfır işinden :))) Ama sen söylemezsen de ayakta uyuyordum.

Adsız dedi ki...

İsimsiz:)
Genelde cevapsız kalırlar isimsizler ama istikrarlı bir isimsize de hakkını vermek lazım.
Şöyle bir sorun da beraberinde geliyor aslında yeni yetme yaklaşımlarda. Sen veli larak istediğin kadar özel ve uygun yöntem bulmaya çalış, çocuk çocukluk çağındaki en güzel şeyin sürüye uymak olduğunu düşünüyor. Sen alternatifi sununca annem babam neden böyle tuhaf, beni neden herkes gibi büyütmüyor diye dert tasa ediyor kendine...Çoğu zaman işin içinden çıkılmıyor yani. Yazdıklarımızla kalıyoruz işte.

Adsız dedi ki...

Sevgili Yıldız Yağmurları
Herkes aynı şeyden şikayetçi ama ben de diyorum ki madem herkes şikayetçi neden çoğunluk olmuyoruz? Bunu çözemedim kafamda:)

Adsız dedi ki...

Asortik Krepim
Kulağıma öyle bir küpe taktın ki:))))
Bir yer buldum. Bahçede çocuklar domates salatalık ekiyor. Kahvaltı ve ögle yemeği bahçede yapılıyor:) NAsıl?:)))

Adsız dedi ki...

Nimetcanım
Ben zaten çözemiyorum
Biz neden eğitime çocuklardan başlıyoruz ki
Annelerin durumu daha vahim:))

Adsız dedi ki...

Ebru
Bana özelden yazar mısın? Bir yer buldum. Sen de bak.

Adsız dedi ki...

e buraya gelin o zaman, danimarka'daki bütün kresler öyle :)