Zaten vakitsiz yazıyorum. Bir de kafam karışık. Mevzular karışık olduğundan değil de kronolojik bir karmaşa kafamdaki. Aslında zamandan da bağımsız bir karmaşa diyelim.
Dün bir kez daha anladım ki ortak zorlukları benzer çözümlerle aşmış insanlar görüşleri, yaşamdaki duruşları ne olursa olsun en daracık çıkmaz sokakta bile sırt sırta verip güçlenebiliyorlar. Bir avuç prematüre annesiydik dün. Buluştuk. Güldük. Birbirimizin mucizelerine baktık. Şaşırdık. Hepimizin gözlerinin dibinde aynı yaşın izi vardı. İlk defa buluştuk. Hepimiz birbirimiz o yaşın izinden tanıdık. Sonra da amaaan deyip gittik kuğulara, kuşlara yem attık.
Aynı gün, farklı bir zaman diliminde bir çocuğumu bırakıp öbürünü taktım koluma. Bu sefer 10 yıllık bir ömrün yeni yaşını kutlamaya gittik. Ve bu sefer anneler sadece kendilerinden konuştu. Çocukları oyunlarında bıraktık. Koca koca kadınlar kahve içip kendimizle evcilik oynadık.
Bazen Aktris ve Kaplumbağa yüzünden ve de bazen de kendim yüzünden apayrı gezegenleri barındıran bir galaksiymişim gibi hissediyorum. Her birimizin iklimi farklı. Havası, suyu farklı. Yörüngeler farklı. Canlıları farklı. Uyduları farklı. Maşuk da güneş oluyor. Çocuklar dönüyor. Biz izliyoruz. Birimiz yuva oluyor birimiz hayat.
Şimdi bambaşka şeyler yazmak istedim yazının burasına gelince. Bir türlü geçiş cümlesi kuramadım. Vazgeçtim.
5 Yorum:
'Felaket'ten sonraki yazıların birikmişti, okudum şimdi. Ne güzel cümleler kurmuşsun, dinlendim. Ve kullandığın imgelerin benim aklıma hiç gelmemiş olmasına hayıflandım.;-)
Seviyorum seni Sardunya...
ben de seviyorum sardunyamı..
Ben de :)
sessiz sessiz okur dururdum seni, bu cümleleri okuyunca sesim çıksın istedim.
son paragraf söylemek isteyip de söyleyemediğim ne varsa almış içine.
ne güzel:)
Sevgi arsızı yapacaksınız beni ya
Hadi hayırlısı
:)))
Yorum Gönder