27.07.2008

işaret

Oturdum bir yazı yazdım. Maşuk'u nefesinden terliğine kadar ne kadar özlediğimi söyledim. Birşeyler oldu. Yazı uçtu gitti.

Bunu elbette ilahi bir işaret olarak görmedim. Tanrılar onu ne kadar özlediğimi bas bas bağırmamı istemiyor gibi bir yorum yapmak yerine aynı Tanrılar bana ömrümün garantisini vermiyor, o yüzden ısrarla her an bağıra bağıra söylerim ona ne hissettiğimi dedim ve döndüm yeniden yazmaya başladım.

Özlemem için ondan uzakta olmama gerek bile kalmıyor çoğu zaman. Bazen sırtı dönükken bile özlerim. Ya da gün içinde, evin telaşında elime bir tişörtü geçtiğinde mesela. Ama nedense en çok terliklerdir. Ölümü düşününce de derim ki sevdiklerimi kaybettiğimde terliklerini bir daha bana göstermeyin. Sanki onların en canlı parçaları olarak terliklerini görecekmişim gibi hissederim. Mesela gündüz evdeyim. Maşuk da işe gitmiş diyelim. Alakasız bir iş yaparken - mesela radyonun sesini kısmak için giderken gözüme çarptığında terlikleri... oturur özlerim:) Bir de keyfini çıkarırım o özlemin.

Nefesinden terliklerine kadar özlerim işte.... Israrla da söylerim:)

5 Yorum:

defneyleyasamak dedi ki...

Çok seviyorum ben seni okumayı be Sardunya...

Benim sevgili terlik de giymiyor, napıcaz şimdi? :)

Adsız dedi ki...

Defdefimin Annesi

Seni pek seviyorum ben.

Terlik bahane
Aşk şahane:)

sessiz balik dedi ki...

sardunyacım , ben de kocamı böyle aynı anlattığın gibi özlerim
bunun sadece benim gibi ismi Özlem olan bir duygusal yengece mahsus bir hal olduğunu düşünürdüm ki
değilmiş
özlemek
kavuşmak
güzel

ayrılıklar olmasın hiç

mermaid dedi ki...

hop elinde bi paket kurabiyeyle iş yerinde bitivermek güzel öyle zamanlarda, sadece özledin diye:)

pinarbk dedi ki...

Arşivi okuyayım dedim biraz, bu yazı çıktı karşıma.

Diş fırçası aynı etkiyi yaratır bende. Onun için, iş için biryerlere gittiğinde alma diş fırçanı yanına derim. Onu orda göreyim, beni bırakmadığını bileyim...