Ben: İyi akşamlar! Ben Aktrisin annesi Sardunya. Rahatsız etmiyorum umarım. Mezuniyet yemeği için aramıştım.
O: Mezuniyet yemeği mi? Aaa, hiç haberim yok. (Ses tonunun alt yazısı: hah bir siz eksiktiniz, zaten haberim yok, demek kendiniz iş çeviriyorsunuz)
B: Nasıl olmaz? Tek tek her çocuğa yazılı olarak verdik, bu konuda veli toplantısı yapacağız dedik. Kimse de gelmedi zaten. Öğretmenimiz de söyledi.
O: Yooo, bana bir bilgi gelmedi. Kimse birşey demedi.
B: Hay allah, unuttu demek ki çocuğunuz. (Ses tonum: ah afacanlar ah, olur böyle hınzırlıklar, hoş gör, büyüksün. Altyazısı: Sen böyleysen çocuğun da böyle olur. Bibere can veren allahım, bunu niye yarattın?) Şimdi şöyle..... (ayrıntılar verildi) Bana en geç yarın kaç kişi geleceğinizi bildirir misiniz?
O: Tabi, çocukla haber gönderirim.
B: Yok yok, siz beni arayın. Çocuğunuzun bilgi getirip götürmediği belli.
falan filan... böyle yaklaşık 10-15 görüşme. Bir tanesinin "Aaa ne gereği var ki? İlköğretim 8 sene" dediği bile rivayet edildi ekip arkadaşım Kaptan Kustu tarafından:)
Özet: Aktrisin ilkokul mezuniyeti var. Organizasyon Ben ve Kaptan Kustu. Aliler ve Velilerle uğraşan Maria'larız. Ama diyaloğu bir daha okuyunca, sinir bozucu sosyallikte, her işe koşan veli prototipi gibi görünmüşüz. 5. yılda bu işlere koşacak kimse bulamayınca biz iki kafadar mecburen gönüllü olduk. Ama içten içe keşke herkes gelmiyoruz dese de iptal edip bir mangalla kutlasak mezuniyeti de diyoruz. İtiraf ediyorum.
Değnekli diyalog:
Kaplumbağa: (Yerde oynarken kendi kendine) Üsküdara giderken altıta bir yağmur
Katibime kınalı da gömle ne güzel yaaaşır
Ben: Aaa, hayırdır?
K: Dans ediyoruz. Oyun bu. Asya'yla. Mendilini yere atıyor. Ben de alıp kokluyorum
Ben: Gerçekten mi?
K: Evet ama öğretmenime söyledim. Burnum tıkalı, koku alamıyorum dedim. Bir de değnek var elimde.
Ben: Değnek mi?
K: Evet, yürümek için.
Ben: Baston olmasın?
K: Hayır, değnek!
Özet: Kaplumbağa'nın ilk gösterisi var yakında. Gittiği kreşin de ilk gösterisi. Öğretmenlerin de. Herkes birbirinden heyecanlı. Bir siyah takım elbise giymediği kalmıştı Kaplumbağanın.
Aklı evvel diyalog örneği:
Aktris: Anne! Gerçekten de gözlüklerinden takan kalmadı. Değiştirsene ya!
Ben: Yok!
Aktris: Bak bir fikrim var. Şöyle gidelim bir, ikimize güzel iki gözlük alalım!
Ben: İkimiz? Sen nerden nane oldun ki meseleye!
Özet: Yok.
Foto: Delilerden sen anlarsın konuş onlarla temalı çekim için konu mankenleri.
9 Yorum:
aktrisi diyaloğun piri ilan ediyorum:) "ikimize de":) zupper!
harika bir annesin, oku oku bitmezsin yani ... evladının, verdiklerini aldığı için gurur duyduğuna eminim !... bu yaşta bu kadar laf :D
kaplumbaaam benim. çocuk yaşayarak oynuyor rolünü baksana. mendili koklayacak ama burnu koku almadığı için kaygılanmış yavrukuş.
Okudum gördüm heheh.Gerçektende gözlüklerden takan sadece sen kaldın aynısını bende gençkene!! kullanırdım:))Okul partilerine gelince cesaret ister:))kutlarım yani o kadar insanı dreleyip toplamak allah kolaylık versin.
onun koku almayan burnunu ıssırırım :)
çok güldüm ya oda da boş attım kahkahayı varsa yakalayan beri gelsin...
gözlüklerin çok güzel bence değiştirme..
Yerim ben onlari, hele o burnu koku almayan katibi:))
Aktrise gözlük alın..
Kablumbağanın Asyası kim?
İlkokul mezuniyeti olur..hemde şahane olur.
Kızın süper havalı çıkmış. Eski heavy-metalci ablalardan biri olarak, kendisinde ışık gördüğümü belirtmek isterim :D
Yorum Gönder