20.09.2009

Eşsiz


O kadar özel birşey yaşıyorum ki istisnai olay/duygu/insanlarla karşılaşan herkes gibi benim de ilk aklıma gelen "Kaç kişi?" sorusu.

Kaç kişi koca adam olduktan sonra bir örgüyü söker gibi kendini söker ki? Ya da ezbere öğrendiği ana dilini en baştan hecelemeye başlar?

Öyle böyle değil yaşadıklarımız sığınağımızda. Ne bayramı ne seyranı ne de alemi görüyor gözümüz. Kime söylesek anlamayacak gibi geliyor. Ya da ihtimal vermeyecek. Ama kendine taktığı bu bol yıldızlı etiket öyle anlam kattı ki hayatına/hayatımıza/hayatlarına.

Ben sadece o mutlu olsun istiyorum. Mutlu yaşasın. Hepsi bu. Neden, nasıl, ne zaman böyle olduğunun hiçbir önemi yok. İyi ki var hayatımda ve de iyi ki kendi kendinin teşhisini koyabilecek kadar aklı başında.

Cebinde biriktirdiği ne kadar taş varsa, hepsini tek tek oturtuyor hayatına en baştan. Çocukluk anılarından başlayarak... Yeniden bir mozaik yapıyor. Benim ise bir adım geri atmama gerek bile yok resmin tamamını görmek için. Resmi zaten birlikte yapmıştık.

Bu kadar özel olduğu için Maşuk o.

O kendi örgüsünü söktükçe beni de yakıyor. Küllerimden ikimizi birden doğuracağım. Biliyorum.

0 Yorum: