Ne zaman tanıştığımızı tam olarak hatırlayamıyorum. Hep tanıyormuşum gibi işte. Bazen mesai saati kaçamaklarında buluştuk. Bazen planlı programlı. Bir sürü iş değiştirdim ben. Her iş yerime geldi galiba. Ya da ben öyle kazıdım attım hafızama. En dertli olduğum anda yanında ağladığımı da hatırlarım salya sümük, manik dönemimde olgun bir sessizlikle beni izlediğini de.
Çok dürten oldu beni yazayım diye. En çok onunkiler işe yaradı. Adını görmem yetti bazen arkadaşların yazılarının yorumlarında. Kelimelerini okurken sesini kulağımda duyduklarımdandır. Bir de saçını düzeltişi gelir gözümün önüne hep. Kahküldaşımdır. Beraber diz ağrısı da çekmişliğimiz vardır, az yiyelim diye yanımızda kendi yemeğimizi taşıyıp buluşmuzluğumuzda. O bu şehre gelirken ben onun ayrıldığı şehre de gitmişimdir. Ama hep yollarımızı kesiştirmişizdir.
Sesini en sevdiğim alarmımdır. Uykumdan şefkatle uyandırır. Hiçbir yaprağını atmadığım takvimimdir.
Az önce yazdım ona. Doğum gününü kutladım. Orda olduğunu bilmek beni nasıl mutlu ediyor bilsin istedim. Bana her "yaz" dediğinde kalp çarpıntım ondandır.
Leylak dalımdır.
1 Yorum:
Ayyyy Sardunyam ağlayabilirim şu an, yav sen nasıl bir şeysin?
Yarınki misafirlere hazırlık için mutfaktan ancak gecenin 1 inde çıkıp son bir kez bakıp yatayım diye geçtim pc nin başına ki bir de ne göreyim, Sardunyam beni yazmış, hem de en kahküllüsünden. Ay ben seni severim, öperim, pamuklara sararım, vitrine biblo diye koyarım.
En güzel doğum günü hediyesini aldım bugün, iyi ki kesişmiş yollarımız. Koskocaman sarıldım...
Yorum Gönder