6.12.2012

Zackarina ve cumartesi anneleri

Ne kadar zaman oldu hatırlamıyorum ama bir gün bir mail aldım Sibel'den. Bana Kumkurdu'ndan ve Yerdeniz'den bahsediyordu. Çok güzel bir kahve teklifi de vardı mailde. Kitaplığa baktığımda evde Yerdeniz'den den çıkan Kumkurdu'nun bizde olduğunu gördüm. Ne zaman nasıl aldım hatırlamıyorum. Kaplumbağa'ya okudum. Çok beğenmişti. Sonra aradan aylar yıllar geçti. Birbirimizi kaybettik. Bir pazar sabahı kahvaltı hazırlarken mutfaktaki tv'yi açtım. Cumartesi annelerinin 400. haftası ile ilgili bir sohbet programı vardı. Sonra bir video girdiler. Arkaplanda birinin makalesi okundu. Galiba geceden kalan bulaşıkları yıkıyor olmalıydım. Yoksa neden taş keseyim lavabonun önünde. Yazı bitti. Yazanın adını söylediler. Bulmuştum Sibel'i! Twitter'dan yakalayıverdim. Pazar gününden beri her gece biz Kaplumbağa ile yeniden Kumkurdu'nu okuyoruz. Üstelik eski günlerdeki gibi. O yatağına yatıyor. Uykuya dalarken ben Kumkurdu'nu fısır fısır okuyorum. Bana en az Kaplumbağa kadar iyi geliyor Kumkurdu. Sibel de benim kumkurdum oldu ama o bunu bilmiyor.

Sibel'in yazısından beni lavabonun önünde taş kesen bölüm:

On yedi yıldır oğlumun izine rastlamadım. Bir gecede alıp götürdüler. Bir gecede yitirip, bitirdiler. Bir gecede kaybettiler.
Her sabah paramparça bir yürekle uyanıyorum; dişlerimin arasında paramparça dilim, her sabah…
Benim oğlum, onu aradığım bütün günler ve geceler boyunca, zamanın tüm saatleri ve yılları boyunca; gün ışığında yoksa, karanlıklarda yoksa, uzaklarda ve yakınlarda yoksa;  evimde, ocağımda, sıcağımda yoksa… nerede?

Hangi derinlikte, hangi sessizlikte, hangi  uçurumda, hangi kuyuda, hangi bilinmezlikte?
Bütün bu kabuslar, bütün bu anlar ve yaşanmamış zamanlar, bu yaşam denen zulüm, yakama yapışmış beni yol yol, sokak sokak, şehir şehir dolaştırırken ve gittiğim her zalim kapı tekrar tekrar yüzüme kapanırken; beni bu taşlar, bu uçurumlar, bu cehennemin içine kilit üstüne kilit hapsederken, oğlum nerede?

‘Güvercinim’ nerede, biliyor musunuz?

Onüç yaşındaydı; koca koca adamlar, askerler  tarafından  işkence ile öldürüp bir çöplüğe atıldı…
Musa mezarından kalksaydı, İsa mezarından kalksaydı, Muhammet mezarından kalksaydı; Musa asasını, İsa oniki havarisini, Muhammet dört halifesini alıp da gelseydi; bunu bana nasıl açıklarlardı?

Yazının tamamı için tık

3 Yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Sana bir kitap tavsiye o halde:
"Ben, Kendim ve Bergen/Ayşe Başak Kaban" okuduğuna kesinlikle pişman olmazsın...

Sardunya dedi ki...

Sen bana ne zaman kötü bir tavsiyede bulundun ki leylak dalım... Tez alına ve okuna! :)

Unknown dedi ki...

kumkurdunun baskısı tükendi,kitabınıza iyi bakın :)