28.05.2013

hiç tanımadığım sessiz arkadaşlarım

Sevgili Sessizler,

Sizden mail geldikçe önce bir şaşırıyorum. Yalnız olmadığını bilmek kadar insanı ferahlatan bir duygunun olmamasına daha da çok şaşırıyorum. Yalnızlıkla aram iyi olduğundan galiba. Ama başın darda olduğunda galiba bir ses, bir nefes istiyor insan. İşte siz yazdıkça anonim alkolikler grubu üyeleri gibi tek tek sarılma isteği doğmuyor desem yalan olur. (ben böyle uzun cümleler kurmaya başladıysam bilin ki birşeyler yazmak istiyor ama ne yazacağımı, nerden başlayacağımı bilmiyorum demektir).

Bugün okula gittik sabah. Öğretmeni ile konuştuk. İki dakika, ayaküstü. Ama öğretmenin bizi anladığını bilmek öyle iyi geliyor ki. Bir taraftan da rutine binsin istiyorum herşey: tedaviler, terapiler, geri bildirimler, yapılacaklar vs. Hepsinin saati, yeri, sorumlusu belli olsun. Görünmez bir el düzenlesin bunları. Gizli bir organizatörümüz olsa mesela. Ama yok. İnsan kaçamayacağı sorunlarla doldurunca kafasını galiba fiziksel olarak bedenini kapatıyor her türlü efor tüketimine. Pelte gibi bir vücutla zehir gibi işleyen bir akıl bir araya geliyor. İşte o zaman hafiften sıyırdım diyorsun. Neyse.

Sevgili sessizler, gizli yoldaşlar:)

Beni en çok ne sinirlendiriyor biliyor musunuz? Sinir de değil aslında çaresizlik gibi birşey. "Geçer canım" denmesi, "aman nesi var ki bu çocuğun? gayet normal" denmesi, "abartmayın" denmesi, "zamanla halleder" denmesi, "tıp  da herşeye bir etiket buluyor" denmesi. Yani bizim züccaciyeciye bir fil dolanırken aman canım sizin ürünler kırılmaz ki denmesi gibi birşey bu benim için. İşin aslı farklı işte. Biz dünyaya getirdik bu oğlanı. Yedirme içirme değil de marifet galiba sıradışı olunca onu olduğu gibi kabullenme, sorunları görmezden gelmeme ve sonra da canını dişine takma hayatı kolaylaşsın diye. Dün işten eve dönerken arabada konuşuyorduk Maşukla. Dedim ki "Yalını o kadar çok olduğu gibi kabul ettim ki değişme sansınız var deseler hiçbir özeliğinin değişmesini istemezdim". Maşuk da dedi ki: "Biliyor musun Asperger'de böyle bir durum var. Hapı çıktı deseler içince normal (?) insan olacak deseler vermezdin değil mi o ilacı?" Cevabımız çok net: HAYIR!

Ben onu hiçkimsede görmediğim naifliğiyle, kırılganlığıyla, farklı bakış açısıyla o kadar seviyorum ki ve belki de asıl bu özelliklerine vurgunum. Bilemiyorum.

Evet hayat zor olacak onun için. Bir erkek olarak bu kadar naif bir ruhla Türkiye gibi, züccaciyeleri bırakın filleri iş makinaları ile dolu bir ülkede çok zorlanacak. Ama hissediyorum, iş makineleri üstüne gelmeye başladığı anda hepimiz canavar kesileceğiz. Canlı kalkanlarıyız onun.

Ah sessiz kankardeşlerim,

Hangi soruya nasıl cevap vermeye başlamalıyım bilmiyorum. Asperger konusunda hem bir aspergerli annesiyim hem de aspergerli bir adamı seviyorum.İkisinde hissettiklerim apayrı. Kendimce bulduğum yöntemler çok farklı. Oğlumda ve kocamda kabullendiğim şeylerin birbiriyle alakası yok. Üstelik çoğu zaman ileride başka bir kadının seveceği bir aspergerli yetiştirdiğimi düşününce bende de hafiften şizoid konuşmalar olmuyor değil içten içe.

Bol bol okuyorum. Özellikle wrong planet diye bir forum var. Ruh halime göre bazen ebeveyn forumlarını bazen de evlilik forumlarını. Gündelik hayata getirilen çözümleri araştırıyorum. Doktordan, bilimden daha çok yardımcı oluyor bana bunlar. Bir de deneme yanılma yöntemi var tabi. on altı yılda az yol kattetmedik. Ne kadarını paylaşabiliriz bilmiyorum. Öfke nöbetlerine neler yapılır, manipüle edilmenin önüne nasıl geçilir, karşı tarafa onu anladığımız nasıl hissettirilir, herkes birbirinin nasıl yatağı yorganı olur.... işin başı iletişim. ama doğru yerde ve doğru zamanda kendimi ifade etmeyi öğreniyorum.

Hiç tanımadığım sessiz arkadaşlarım

birşey olursa ben buradayım.

Esra seni de birazdan arayacağım:)

(daldan dala atladım yazarken ama sistematik düşünemediğim malum artık. idare edin. istediğiniz yeri cımbızlayın istediğinizi atlayın, öperim)

1 Yorum:

mavi dedi ki...

Zorlu bir yol var önünde.. Umarım dilediğin gibi geçer herşey..